Çok sevdiğinizi sandığım Diyarbakır'ımızın  ünlü bir türküsü var…Celal GÜZELSES'İN bu güzelim türküsünü her dinlediğimde Ana muhalefet partimizin konumu aklıma gelir.

 

‘’Ağlama Yâr Ağlama(Anam)

Mavi Yazma Bağlama

Mavi Yazma Tez Solar(Anam)

Ciğerimi Dağlama’’

 

Ana muhalefet partimiz oldum olası ona olan bağlılığımızdan mı, sevgimizden mi (onu bilemem), bizim ciğerimizi dağlamaktadır. Gerçek olan devamlı bizleri üzmesine rağmen, eleştiri bile yapmaktan sakınmamız. Eleştiri yapanlara da sırası mı şimdi?

Kimin ekmeğine yağ sürüyorsunuz? Soruları art arda geldiğini görürüz. En azından yakın çevremden ve hastalarımdan aldığım izlenim budur

*

15-16 Haziran 1970 yılında DİSK'in öncülüğünde tarihin en önemli örgütlü işçi direnişi yaşanmıştır..Bu yürüyüşe sadece DİSK’e bağlı işçiler değil, TÜRK-İŞ'e bağlı emekçiler de katılmıştır.Sadece eylem İstanbul'da sınırlı kalmayıp; Kocaeli,Bursa,Ankara ve İzmir’ ede sıçramış, sonunda o zaman ki sağcı hükümet sıkı yönetim ilan etmek zorunda kalmıştır…Birçok DİSK'li yönetici gözaltına alınıp yargılanmıştır.Bu eylem sonunda 274 ve 275 sayılı yasadaki emekçiler aleyhine yapılan birçok değişikliklerin, O zamanki 2 milletvekiline sahip TİP'in ve sonrada ayrı olarak CHP(Bülent Ecevit'in Genel Sekreter olduğu dönemde)'nin Anayasa Mahkemesine başvurusuyla çoğu maddesi iptal edilmiştir…CHP'nin başlangıçta Burjuvazinin ve Hükümetin kerhende olsa yanında olması ayrıca belirtilmesi gereken bir noktadır..Daha sonra Anayasa Mahkemesine başvurusuyla bu olumsuzluğu az da olsa gidermiştir…Bu direniş bize hakkın ancak üretimden gelen güçle, alınabileceğini açıkça göstermiştir.

*

Bilindiği gibi 1960’lı yıllarda dünyada SOL bir iklim ve rüzgâr vardı. Bu rüzgâr ve iklim dünyadaki hemen, hemen tüm "Sosyal Demokrat" partileri de etkilemiş dediğimizde sanırım yanılmış olmayız. Özgürlük, eşitlik ve demokrasi istemi elbette Türkiye'de de karşılık bulmuştu. Bu iklimden etkilenen CHP sol (sosyal demokrat)bir parti olma yoluna girmişti. Şurasını çok açık bir şekilde belirtelim ki; SOL ne kadar gelişirse SOSYAL DEMOKRASİ siyaset de o oranda gelişecektir. Bunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekir. Tıpkı "Sayın Bülent Ecevit'in"  Ortanın Solu Hareketinde olduğu gibi. "Ana muhalefet Partisi" sol olmayıp "Neo Liberal" bir anlayışın temsilcisi olmaya devam etmek istiyorsa bizce sorun yoktur. Varsın kronik muhalefet partisi olmaya devam etsin… Tabiî ki" demokrasi rafa kaldırılmaz ise." Cezasını da maalesef geniş emekçi kesim çekecektir.

*

Önerdiğimiz sol program; Eşitlik, kardeşlik, insan haklarını önceleyen, özgürlüğü esas alarak, tercihini yoksullar ile işçi sınıfı, köylü ve orta sınıflardan yana olan bir yapılanmayı içermelidir.

Türkiye’nin gereksinimi bizce budur.

*

Siyasette ittifaklar elbette olacaktır. Bu siyasetin doğasında vardır. Bunu hiçbir kimse inkâr edemez. Ana muhalefet'in doğal ittifakı da diğer sol partilerdir. Bu konuda cesur ve açık davranmalıdır.

*

Ana muhalefet köklerine dönmeli diyen anlayışı saygı ile karşılasak da bizce statik ve katı bir anlayıştır. Değişime açık değildir.

Bu anlayıştakilerin bir bölümü Sayın "Doğu Perinçek" çizgisinde sağa savrulmuşlardır. Umarız Sayın İnce'nin liderliğinde kurulan yeni partide böyle bir değişim olmayıp sola yönelir. Bunu burada vurgulamakta yarar var…

*

Sözde Ana muhalefet içinde solda kalmak isteyenlerin partiye yeni bir düzen ve yön vermek istedikleri hepimizin bilgisi dâhilindedir.

Başarılı olabileceklerini sanmıyoruz. Sağa kayarak başarılı olabileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Avrupa sosyal demokrat partilerinde bu anlayış uygulandı ve başarısız olundu. Çoğu sınıfta kaldı.

Siyaset hayatımızda bu görevi gören partiler zaten yeterince var. Önemli olan EVRENSEL ve ULUSAL değerleri birleştirecek bir Sosyal demokrat partidir. Buda baştan belirttiğimiz gibi gerçek solun güçlenmesinden etkilenecek ve gelişebilecektir. Ayrıca şu noktaların altını çizmek gerekir. KURTULUŞ ve KURULUŞ ZİHNİYETİ yüzyıl öncesinin dünyasına dönen ve evrensel solu reddeden bir anlayıştır. Hâlbuki parti günümüz toplumuna uygun olarak kendisini yapılandırmalı, statik ulusalcılık kavramını aşıp, yurtseverlik ekseninde daha ileri çizgiye götürmelidir.

*

Ana muhalefet partimizin 1960'lı yıllarda utanıp çekinerek mahcubiyet içinde girdiği ortanın solu çizgisini, günümüze uyarlamalı ve evrensel sol değerleri mutlaka benimsemelidir.  SOSYALİST solu da doğal ittifak gören bir anlayışta olmalıdır. Bunlar olmayacaksa kuru, kuruya bir KURTULUŞ ve KURULUŞ felsefesinin oturacağı çizgi maalesef Vatan Partisi’nin çizgisi olacaktır.

*

Pandemi koşullarında yaşadığımız bu günlerde; Çok üzülerek belirtmek isterim ki yoksul giderek yoksullaşmış, işsizlik giderek artmıştır… Sosyalist sol maalesef toparlanamamış ve çekim gücü olamamıştır. Hepimiz Ana muhalefet Partisi’nin biran önce toparlanıp sol bir programla dizginleri ele almasını beklemekteyiz. Bunu milyonlar istemektedir. Bunun için nesnel koşullar vardır… Ana muhalefet partimiz biran önce iktidar olmalıdır. Beklentimiz budur.

*

Sözümüzü güzelim türkümüzün son iki kıtası ile bitirelim.

 

‘’Hasta Düştüm Gelmedin (Anam)

Bari Can Verende Gel’’

 

SELAM OLSUN 15-16 HAZİRAN EYLEMİNİ YAPAN EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZE…

 

SELAM OLSUN İNSAN HAKLARI VE BARIŞ MÜCADELESİ VEREN DOSTLARIMIZA…

 

Sevgilerimle.