Türkiye’de, yılda ortalama 4. 5 milyon buzağı doğuyor. Buzağıların yüzde 15’i ölüyor. Ölüm oranı yüzde 15›ten 5›e düşürülse 500 bin buzağı ekonomiye kazandırılacağı için sığır ithalatına gerek kalmayacak.
Buzağı ölümlerin en önemli nedeni hayvan hastalıkları. Bir diğer önemli neden ise bilinçsiz besleme. Uzmanlara göre, hayvan hastalıkları ile yeterince mücadele edilmemesi, koruyucu hekimlik uygulamalarının önemsenmemesi ve doğumdan sonra doğru beslenme yapılmaması buzağı kayıplarının çok yüksek olmasına neden oluyor.
Özellikle son yıllarda hayvan ithalatındaki artış, ithalatla birlikte hayvan hastalıkları da Türkiye’ye giriyor. Şap başta olmak üzere birçok hastalık buzağı ölümlerinin artmasında çok önemli bir faktör.
Ayrıca yeni doğan buzağıya en kısa sürede en az 2 litre ağız sütü içirilmesi gerekiyor. Bu süt içirilmediğinde veya daha sonra buzağı doğru beslenmediğinde kayıplar artıyor.
Hayvan ithalatına ödenen milyarlarca doların küçük bir bölümü hayvan hastalıklarının önlenmesine, tedavisine ve eğitime ayrılsa, buzağı ölümleri büyük oranda azalır. Türkiye ithalat yapmadan kendi ihtiyacı olan hayvan materyalini kendi kaynaklarından temin etmiş olur.
Buzağı kayıpları hayvancılık sektörünü derinden yaralıyor. Yıllardır buzağı kayıplarının yetiştiriciye, ülke ekonomisine verdiği zarar hep konuşuluyor. Herkes yaşanan kötü tablonun farkında.
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ve İl Birlikleri yıllarca konuyu gündeme getirmeye çalıştı. Eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, anlatılanları dikkate alarak buzağı desteği ile ölümleri azaltmaya çalıştı.
Konya’dan başlayan kampanya
Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği buzağı ölümlerine dikkat çekmek ve ölümlerin azaltılması için ülke genelinde bir kampanya başlattı. Bu kampanya ile 2018 yılının “Buzağı Yılı” ilan edilmesi talep edildi.
Kampanyayı başlatan Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Edip Yıldız buzağı kayıplarının ekonomik boyutunu şöyle ifade ediyor: “ Hiç şüphesiz büyükbaş hayvancılığın geleceği buzağılarımıza bağlıdır, bilinçli bir buzağı bakım ve beslemesiyle üretimimiz artırabildiğimiz gibi bunun tam tersi durum yaşandığında ise önemli ölçü de üretim açığı ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde son yıllarda buzağı ölümleri de hızlı bir artış göstermekle birlikte özellikle et üretimi ülkemizin ihtiyacına cevap veremez hale gelmiştir. Ülkemizde her yıl üretime dahil olmadan yani et ve süt veriminden faydalanılamadan kaybedilen buzağı sayısı 750 bininin üzerindedir. Verebileceği et ve süt verimi dahil edilmeksizin basit bir hesapla buzağı kayıplarının ülkemize maliyeti 2 milyar lirayı geçmektedir. Kaybedilen her buzağı yetiştiricimizin de karlılığını düşürmektedir çünkü buzağılar işletme gelirinin yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Sadece buzağı kayıplarının önüne geçebilirsek, zaman içerisinde ithalata da gerek kalmayacaktır.”
Kaybedilen buzağı 30 ülkenin hayvan varlığından yüksek
Yıllık buzağı kayıplarının, İsrail, Estonya, Malta’nın da aralarında bulunduğu 30’dan fazla ülkenin sığır varlığından yüksek olduğunu hatırlatan Yıldız: “ Normal şartlarda bir işletmede yıllık buzağı ölümleri yüzde 5’e kadar kabul edilebilir bir orandır. Bizde bu oran yüzde 15’i geçmektedir. Sadece Konya’da buzağı ölümlerinin önüne geçilebilirse, Sırbistan’dan ithal etmeyi planladığımız karkas etin 2. 5 katı şehrimizde üretilebilir ve dövizimiz dışa çıkmamış, üreticimiz kazanmış olur. Tüm bu sebeplerden dolayı buzağı ölümleri ülke hayvancılığı için en önemli konu başlıkları arasında yerini almalıdır. 2018 “Buzağı Yılı” ilan edilerek kayıplarla etkin mücadele edilmeli” dedi.
Fakıbaba, 2018’i “Buzağı Yılı” ilan etti
“2018 Buzağı Yılı ilan edilsin” önerisi ülke genelinde kabul gördü. Damızlık birlikleri, kooperatifl er ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba da bu öneriye sahip çıktı.
Buzağı ölüm oranını yüzde 15’ten yüzde 5’e düşürülmesi durumunda et ithalatının sona ereceğini belirten Fakıbaba “2018’i hayvan hastalıklarıyla mücadele ve buzağı ölüm oranlarını düşürme yılı olarak ilan ediyorum. Etkili çalışmalar yaparak buzağı ölümlerini sonlandırmak için çalışacağız" dedi.
Fakıbaba, hayvan hastalıkları ve buzağı ölümleri konusunda yapılan çalışmaları bizzat takip edeceğini belirterek: “Şunu söylüyorum bir hekim olarak, bir hamile annenin bakımı neyse düvenin bakımı da odur. Bir buzağının bakımı neyse yeni doğan bir çocuğun bakımı da odur. Anne ve bebek ölüm oranları nasıl takipteyse, gebe düve ve buzağı da öyle takip edilecek. Ülkemizde buzağı ölüm oranları ortalama yüzde 15 civarındadır. Bunu öncelikle yüzde 5’e, daha sonra daha aza indirmek bizim görevimiz. Biz bunu başarırız. Vatandaş diyor ki ‘et ithalatı ne zaman duracak?’ Bu ölümleri durduğumuz zaman duracak” yorumunu yaptı.
Bebek ölümü gibi buzağı ölümü de azaltılacak
Türkiye’de yılda yaklaşık 750 bin buzağının öldüğünü, yüzde 15’ten yüzde 5’e düşmesi durumunda 500 bin buzağıdan kâr edileceğini hatırlatan Fakıbaba “Biz bu 500 bin yavruyu kurtarabiliriz. O diyor ‘bizden et alın’, bu diyor ‘bizden et alın. ‘ Koca ülkeye yakışmıyor. Biz eğer 750 bin buzağı ölümünden 500 binini kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize. 80 milyonun vebali var. Et ithalatını en kısa sürede sonlandıracağız. ‘Nasıl olacak?’ diye soruyorlar. Anne, bebek ölüm oranları nasıl düştüyse, buzağı ölüm oranları da düşecek" ifadesini kullandı.
Özetle, tarım sektörünü yeterince bilmese de, sağlık konusunda deneyimli olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın söylediklerine hükümet de sahip çıkarsa buzağı ölümleri azaltılabilir. Hem yetiştirici hem de ülke kazanır. Et ve sığır ithalatına gerek kalmaz.