Ramazan gelmiş mahremim gelmemiş Hac mevsimi yaklaşıyor.

Anacım tüm hazırlıklarını tamamlamış, hediyelerini almış, aşısını olmuş, seminerlere katılmış, insanları tek tek gezerek ya da arayarak onlarla helalleşmiş Hac mevsimini bekliyor. :)

İlk kafileyle gidecek. 20 Ağustos 2015.

Çocuklar gibi şen.

Derken Ramazanın 8.günü ani bir kalp krizi geçirerek Hacca gitmek yerine Rabbine gidiyor.

Zaten bize çaktırmasa da babamdan sonra dünyada pek gözü kalmamış.

O son vazifesini yapıp gitme niyetinde hep.

Biz ölümüne ayrı yanarken hacca gidemeyişine ayrı yanıyoruz.

Birileri umreye gitsin onun yerine şöyle mi böyle mi diye uğraşırken sarı sakallı bir şirket görevlisi abi diyor ki:

"Yav siz deli misiniz insanlar senelerce bekliyor bunun için çoluğu çocuğu yok mu bu kadının biri gitsin yerine."

"Var da dört kızı var En büyüğünün oğlu küçük, diğeri ev taşıyor, diğeri çalışıyor bir tek en küçük kalıyor gidebilecek, onun da mahremi yok."

Ne mahremmiş arkadaş

Farz olduğu için müsaade ediliyor.

Pasaport, işlemler filan derken hepsi halloluyor ve ilk kafiledeyim.

Duamın bu şekilde kabul edilmesine biraz içerlemişim hatta bundan dolayı kendimi epey sorumlu tutmuşum ama Haccın bana çok iyi geleceğine inanıyorum, bir yandan da son ana kadar gidebileceğime inanamıyorum.

Hüzün, sevinç, suçluluk, mutluluk içindeyim.

Hüzün ve suçluluk bir tarafta sevinç ve mutluluk bir tarafta gidip geliyorum.

Devamı gelecek