"Unuttuklarını anımsa. Yıllardır görmediklerini ara. Özlediysen git, bul. Kırdıysan af dile, kırıldıysan affet. Seviyorsan söyle.. Çünkü bugün bayram!."

Bu gün bayram deyince hemen Barış Manço’nun şarkısını anımsarım.

Aslında sevinmemiz gereken bir günde özellikle çocuklara dinlettiğimiz bu şarkı hüzünlü bir öyküyü anlatıyor. Çünkü “Bugün Bayram” şarkısı eşini yitirmiş bir babanın bayram sabahı çocuklarını erkenden uyandırıp annelerinin mezarına götürmesinin öyküsüymüş...

Bu hüzünlü şarkıyı anımsayalım:

Bugün bayram

Erken kalkın çocuklar

Giyelim en güzel giysileri

Elimizde taze kır çiçekleri

Üzmeyelim bugün annemizi ...

Hani bayram sözcüğü neşe, huzur, mutluluk, sessizlik anlamına gelir ya. İşte bu şarkıda haykırıldığı gibi insanlar bazen acı ve hüzün dolu bir günü neşe ve mutluluk anlamına gelen bir günde yaşayabiliyorlar!

Bayram günleri başta çekirdek aile olmak üzere tüm akrabaların, eş-dost herkesin bir araya geldiği kucaklaştığı günlerdir. Üniversitede okurken bir süre Vezneciler Erkek Öğrenci yurdunda kaldım. Bayram haftası birkaç kişi dışında hemen hemen tüm öğrenciler doğup büyüdükleri, ailelerinin yaşadıkları memleketlerine giderlerdi. Nedendir bilemem ben gitmezdim. Yurtta kimse kalmaz ve ben de bir büyük yalnızlık içinde olur, o yalnızlığı sever o yalnızlığa sarılır ve yalnızlık içinde bayramı geçirirdim. Bu duygu “ıssız adam” olmaktan çok daha farklıydı.

O günlerde en çok mırıldandığım “Dışarıda bayram / Bayram bize mahrem /Sultanım biçarem / Doldur içelim” diye başlayan Ahmet Muhip Dranasın dizelerini unutamam.

Günümüzde bayram mahrem değil. Ancak bir kısım varlıklı vatandaşlar dışında dar gelirli vatandaşın bayramı yaşayacak moral ve ekonomik güçleri yok. Yüksek gelirli insanlar için bayram zaten yurt içinde ya da dışında tatile çıkma fırsatı veriyor.

Ancak dar gelirli vatandaşlar özellikle emekliler için tatile çıkmak bir yana memleketlerine gitmek bile söz konusu değil. Çünkü ulaşım ücretleri çok pahalı. Bu insanlar torunlarına bayram harçlığı verme, şeker alma, et-sebze alabilme olanaklarının olmadıklarından yakınmaktadırlar.

Ulaşım çok pahalı hale geldiği gibi, yollarda yaşanan trafik yoğunluğu ve üzüldüğümüz yaralanma veya ölümle sonuçlanan trafik kazaları bayram da memlekete veya bir yerlere gitme isteğimiz için caydırıcı olmaktadır.

Yıllar önce çocukluğumuzda yaşadığımız bayramlar her zaman özlenir.

Küçüklüğümde bayram günlerinde kentin büyük meydanlarında kurulan bayram yerleri çok kalabalık olur, aileler çocuklarını getirir, bu alanlarda çocuklar eğlenirdi. Bayram yerlerinde genel olarak salıncak, dönme dolap atlı karınca kurulur, sigara paketlerine halka atılırdı.

Bayramlar, özellikle küçükler için büyüklerin ellerini öperek ceplerini harçlıklarla doldurabilecekleri güzel bir fırsatlar dünyasıydı. El öpmenin ödülü önce çikolata ve şeker sonra da bayram harçlığıydı.

Bayram haftası her zaman herkes için bayram alışverişi ile başlardı. Bayram sabahlarında bayram giysileri giyilirdi. Mahalle halkı için bayramlaşma bayram namazı öncesi ve sonrası cami avlusunda başlardı. Camiden dönüldüğünde kurban bayramlarında kurban kesme telaşı başlar, şeker bayramında ise genelde kahvaltı sofrasına oturulurdu. Mezarlık ziyaretleri de unutulmazdı.

Her aile kendi gücüne uygun bir bayram hazırlığı yapar ve konuklara börek, çörek, sarma, ev yapımı kadayıf, baklava, burma  ikram edilir, kolonya da unutulmazdı.

Kurban bayramını yazmak istemiyorum. Çocukken keşke kurbanların evin avlusunda, önünde, sokaklarda, bahçelerde gözlerimin önünde kesildiğini görmeseydim.

O eski bayramları geleneksel olarak yaşayan insanlar giderek tükenmekte.

Köylerde, ilçelerde, küçük kentlerde geleneksel bayram kutlamalarının izlerine rastlamak mümkün. Aile bireyleri, akrabalar, komşular büyük küçük herkes bayramı birlikte kutluyor.

Fakat özellikle büyük kentlerde insanlar biri birlerine yabancılaşmış, geleneksel değerlerden uzaklaşmış oldukları için eski bayram kutlamalarına rastlamak zor.

Kentin Site-apartman yaşamında insanların komşuluk ilişkileri neredeyse “günaydın” anlamında selamlaşmak düzeyinde bile yok. Komşu, komşunun ölümünden bile çoğu zaman haber alamıyor. Görüşme, yardımlaşma, karşılıklı birer kahve içme unutulur olmuş.

Çocuklar için bayram meydanlarının yerlerini bilgisayar ekranları ve elektronik

ortam almış.

Her şey değişime uğradığından bayram kutlamaları ve ruhu da değişime uğramış durumda.

Kardeşliğin yaşandığı, sevgilerin birleştiği, durgun değil coşkun, sağlıklı ve mutlu, umutlu, sevgi dolu nice bayramlar dileğimle bayramınızı kutluyorum