Biliyorsunuz Karadeniz Bölgesinde yaklaşık 8 milyon insan direk veya dahili geçimini   fındık tarımı ile sağlamaktadır. Bu rakam yaklaşık genel nüfusun % 10 dur. O halde fındık üreten bölgenin sorunlarını ortaya koyup;  çözüm üretmek elbette son derece yararlı olacaktır. 
         Bölgemizde fındık üretimine bakıldığında son on yıllık ortalamalarda  Sakarya’da dekara 141 kg; Düzce’de dekara 112 kg üretim vardır. Türkiye ortalaması ise 100 kg  dır. Tüik kayıtlarına göre Türkiye’de 33 ilde fındık üretimi kaydedilirken; üretimin ÇKS  göre kayıtlı yapıldığı il 14 tür. En faza üretim % 32 ile Ordu, peşinden %17 ile Giresun’dur, sırayla Samsun, Sakarya, Trabzon, Düzce, gelmektedir. Oysa modern bir fındıklık alanda dönüme üretim 250 kg mın üstündedir. Türkiye ortalaması olan 100 kg/dönüm üretim olduğunda; 250 kg /dekar ve üstünde olan fındıklık alanın masrafları sadece toplama ve harmanlama bedellerinde fark etmekte; diğer giderleri aynı kalmaktadır. O halde o bahçeler tam anlamıyla imarlı olmalı; dekardan 250 kg ürün alınabilecek kaliteye gelmelidir.
         Diğer bir konu ise özellikle Ordu, Giresun, Trabzon’daki fındık bahçelerinin dikim yaşları 60 yaşın üstündedir; kökler yaş nedeniyle bileşerek bütün kök haline gelmişler; bu durum bahçelerin verimini düşürmüştür. 50, 55, 60 yaşını geçen bahçeler mutlaka yeniden dikilmeli; verim kalitesi oluşmalıdır; ayrıca verimi yüksek kültür türlerinden dikilmelidir. Bu iş yapılırken bahçe üretimden tamamen düşürülmemeli; ocakların ortasına ilave ocak dikilerek; dikilen ocak beş yıllık olduğunda eski ocaklar makinayla sökülerek; bahçeden çıkarılmalıdır.
         Yeni dikilen bir fındık bahçesi, beşinci yıldan sonra verimli hale gelmekte; 8 ci yılda orta verime ulaşmakta,  ondördüncü  yılda  tam verime ulaşmaktadır.
        Fındık ihracında ise; her yıl  fındık ihracatçılarınca ağustos ortalarında   toplanarak önceki mevsimin son fiyatlarına bakılmalı, yeni mahsul yılının ürün miktarı değerlendirilmeli; kental olarak; dış satımda iyi olabilecek fiyata kadar fındık satmamalılar;  iyi fiyatı bulduklarında fındık satmalılar.  İyi fiyatın altında hiçbir ihracaatçı fındık satmamalıdır;  daha fazla fiyata satabilirse ki bu son derece iyi olur. Fındık çalışanları ise mal sahibinden hemen alacaklarının tamamını istememeli; yol parası ve bunun gibi acil ihtiyaçlarını karşılıyabilecek    bir miktarı alıp gitmeli; kalan paralarını onbeş veya 20 gün sonra almalıdırlar. Çünkü peşin ödeme; mal satmamış;  üreticiyi; acilen tüccara para için gitmesine yol açıyor; çok miktarda peşin para talebi geldiğinde;  tüccarda sıkışmakta; ve uygun fiyatı(ihraç fiyatı) bekleyememekte;   ucuz fiyata mal satmakta ve acil para ihtiyacını karşılamaktadır. Üreticide satışları azaltmayacak şekilde pazara ürün getirmelidir. Pazara dış satımı olandan fazla mal gelirse fiyat düşer;  tersine çok pahalı olduğunda;  mal ihraç kabiliyetini kaybeder; stoklara yol açar; bunun sonucu alıcı firmalar elde malın çok olduğunu anladıklarında; iyi fiyat teklif etmezler, ve düşük fiyatla almak isterler; bu olay  fiyatın düşmesine yol açar; onun için dengeli bir şekilde satılması gerekir.
        Fındığın mutlaka iç piyasada tüketilecek sanayilerini kurmamız gerekiyor. Örneğin: Fındık Çorbası; fındıkla yapılan(fındık Unu)  değişik pasta ve yemekler; değişik nitelikte çikolatalar, üreten sanayileri  kurmamız  gerekiyor. Çünkü fındık kırıldığında onbeş günden fazla beklemez; hemen satılması ve tüketilmesi gerekir;  oysa işlenmiş fındık poşete girdiğinde 1 yıl bekleme süresi olur.
        Fındığın şu anda % 40 ını işlenmiş mamül olarak satılıyor; bu miktarı % 70 e çıkarmamız gerekiyor.  Elbette ki katma değeri yüksek sanayi ürününün getirisi de iyi olacak; böylece fındığın Pazar sorunu çözülecektir.