Devletin fındık için vereceği desteklerin serbest piyasa kuralları çerçevesinde olması gerektiğinin belirtildiği yazıda, bu durumun uluslararası ticaretin vazgeçilmez şartı olduğu vurgulandı.

 

Zamanlama yanlış!

 

Açıklamada; " Devletimizin elinde bunu gerçekleştirecek ve üretici memnuniyetini sağlayacak fiyat dışında çok daha etkili çeşitli enstrümanlar mevcuttur. Bunların en başında da Alan Bazlı Destek gelmektedir. Hangi destek verilecekse bunun mutlaka sezon başlamadan açık bir şekilde ve değişmez bir kurala bağlı olarak yapılması şarttır. Alınan kararların zamanlaması yanlıştır. Sezon başlamış, fındığın önemli bir miktarı el değiştirmiş, iç ve dış piyasa bağlantıları yapılmış ve dış satışlar kontratlara bağlanmış iken TMO’nun piyasa fiyatının üzerinde bir fiyat ile piyasaya girmesi doğru değildir. Kısa vadede bir memnuniyet oluştursa da uzun vadede zararlı etkileri olacaktır." denildi.

 

"Öncelikle finansmana erişme yolları neredeyse tıkalı olan tüccar ve ihracatçı kesimlerin bu yeni şartlar çerçevesinde çok daha fazla zorlanacağı kesindir." denilen açıklamanın devamı şöyle: " Üreticilerin, özellikle küçük ve varlıklı olmayan kesimi fındığını çoktan satmış olup, TMO’nun fiyatlarından istifade etme imkanı mevcut değildir. Sayısal olarak üreticilerin çoğunluğunu oluşturan bu kesimin alınan karara tepkili olması doğaldır. Sahada yapılacak bir araştırma ile bu durum kolayca anlaşılabilir. Alınan karar dış piyasalarda Türkiye’ye ve Türk Fındığına olan güveni azaltmıştır. Artık bundan böyle TMO eli ile en olmadık zamanlarda fındığa müdahale edilebileceği algısı oluşturulmuştur. Öte yandan, Türk Fındığına rakip olan ülkelerde “Türkiye’de fiyatlar sürekli artacak, biz alanlarımızı genişletelim” kararının verileceği kesindir. Resmi makamlarımızın açıklamaları ile Türkiye’nin Dünya fındık üretimindeki payı daha şimdiden % 78’den % 65 gibi dramatik bir paya düşmüş durumdadır. Bu karar ile Türk Fındığının geleceği riske atılmıştır. İhracattaki düşüşün devam etmesi maalesef kaçınılmaz hale gelmiştir. Halbuki ülkemizin stratejik hedefi, dünyada Türk Fındığı tüketiminin artışının sağlanması ve bağlantılı olarak içeride üretim ve verimliliğin artırılıp maliyetin düşürülmesi olmalıdır. 2019 ürününün yüksek olması durumunda ne yapılacaktır? Aynı yaklaşım devam eder ve Devlet stokları bu hızla artar ise 2009’da yaşanan stok felaketi kapıya dayanacaktır.

 

"FİSKOBİRLİK’e 10 bin ton 2017 ürünü fındık verilmesi yanlış"

 

Öncelikle FİSKOBİRLİK, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) üyesi ve itibarlı bir kuruluştur. Özerk bir kurum olup, faaliyetleri kar zarar esasına göre devam eden ve rekabeti önceleyen bir kurumdur. Hal böyle iken üyelerimizle aynı pazara ürün satan bir kuruma devlet eli ile fındık verilmesi, şartları ne olursa olsun,  gerekçesi ne olursa olsun doğrudan rekabet şartlarının ihlali ve haksız bir uygulamadır. Bu işlem ancak aynı şartlarda, her talep edene uygulanması ile mümkün olabilir. Bu nedenle; FKB’ye verilecek fındıklardan tamamen aynı şartlarda fındık ihracatçılarına verilmesi talebimizi açıkça beyan ediyoruz. Bunun aksi bir uygulama karşısında önce Rekabet Kurumu ve diğer yasal kurumlar nezdinde hakkımızı arayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Bu kararın gerekçesi iyi niyetli olabilir. Ancak istenilen hedefin uluslararası rekabete açık bir ürün üzerinden (fındık) yapılması tamamen yanlıştır. Unutulmamalıdır ki, değerli üyemiz FKB’nin zor günlerinde, onun piyasalarda bulunmadığı dönemlerde Türk Fındığına değer katan ve halen ihracatın % 100’ünü gerçekleştiren Türk Fındık İhracatçılarıdır.

 

FİSKOBİRLİK’in kendisine tahsis edilen fındıkları üyelerimize ve herkese açık müşterilere pazarlayacağı da tabiidir.  İhracatçılara danışılmadan karar alınması doğru değildir. Fındığın ve işlenmiş ürünlerinin tamamını dış ülkelere satan ve iç piyasada da faaliyet gösteren İhracatçı Birlikleri ve onların üyelerinin görüşü alınmadan, popülist ve hiçbir ticari sorumluluğu bulunmayan çevrelerin yönlendirmeleri ile alınan kararlar doğru olamaz" Haber Merkezi

 

 

 

Editör: Haber Merkezi