Kendinizi karşınızdakinin yerine koyun

Bir ilişkiyi bitirdiğinizi kabullenmek zor olabilir. Fakat hiçbir ayrılık acısız olmaz. Acı çekeceğinizi, üzüleceğinizi onu özleyeceğinizi düşünerek ayrılığı ötelemek, zarar görmüş bir ilişkiye devam etmek, sizi değersiz, yetersiz hissettirebilir. En önemlisi kendinize olan güveninizi olumsuz yönde etkilenebilir. Bu yüzden önce birey olarak kendinizi tanımanız, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığınızı bilmeniz gerekir. Sonrasında ise ilişkideki kendinizi tanıyıp ilişkiden beklentilerinizin, isteklerinizin neler olduğunu bilmek gerekir. Bu istekler ortak mı, her iki taraf birbirinin beklentilerini karşılıyor mu? Çünkü bu isteklerin sadece tek taraflı karşılanması diğer tarafın duygularını sömürücü bir süreci getirir. Bir ilişkiyi ayakta tutmak istiyorsanız empatiden yoksun olmamalı ve sevdiğiniz kişinin beklentilerini de ön planda tutmalısınız. Kendinizi tanıyıp farkında olduktan sonra zaten neyi isteyip, neyi istemeyeceğiniz hakkında fikir sahibi olacaksınız, o zaman ilişkide de sizin neyin mutlu ve mutsuz ettiğini daha kolay belirleyebileceksiniz.

Çabuk toparlanmak için ne yapmalıyız?

İlk başta gerçeklerle yüzleşmeniz önemlidir, o kişinin artık hayatınızda olmadığını kabul edin. Ayrıldığınız kişinin olumlu ve olumsuz taraflarını değerlendirin. Ayrılık acısı çektiğiniz süreçte ne kadar onu özleseniz de, hep olumlu taraflarını düşünseniz de unutmayın ki sizi ayrılmaya onun olumsuz tarafları taşımıştır. Polyannacılık oynayıp sadece güzel şeyleri düşünürseniz her davranışı olumlu tarafa çekersiniz, kendinizi kandırmış olup bu süreci çok daha zor bir şekilde yaşamanıza neden olur. Ayrıldığınızda elbette üzüleceksiniz, kızacaksınız ve ağlayacaksanız ama bu acıyı yaşayıp bir gün bitireceksiniz, sonsuza kadar sürmeyecek, bunun için düşünceleriniz de çok önemlidir. İlişki bittiğinden beri çevrenize karamsar bakarsanız, kendinizi olumsuz düşünmekten ve sonucunda kötü hissetmekten alıkoyamazsınız. Düşünce şeklinizi değiştirip, hayatın size getirdiği diğer güzelliklerin farkına varın! İç sesinize kulak vermeyin, bu sizi kısır bir döngüye sokar, sürekli yaşadıklarınızı sorgular durursunuz, bu noktada amacınız, yaşanılan süreci değerlendirdikten sonra sürekli geçmişi kurcalamak değildir. Geçmişe takılıp kalmamak için sosyalleşin, ilgi duyduğunuz alanlarda kurslara gidin, arkadaşlarınızla plan yapın, spora gidin, rahatlatıcı egzersizler, meditasyon ve açık hava yürüyüşleri yapın. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi