100 kişi araçlarla Kumru Merkeze 1 km. kala araçlardan inip pankart ve dövizlerle sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Belediye önünde güvenlik önlemleri altında yapılan basın açıklamasına ORÇEV üyeleri ve Kumru halkı destek verdi.  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden incelemeye heyet geleceği bilgisi verildi.

Eylemde konuşma yapan Murat Ankara; mahallede bir süredir faaliyette olan taşocağının gürültüsüyle, tozuyla, nakliye kamyonlarıyla vatandaşları canından bezdirdiğini belirterek; "

Faaliyetin iptal edilmesi için açtığımız davayı üç yıl önce kazandık, ancak şirket yeniden izin alarak bir yıldır çalışmalarını sürdürmektedir. Bizler, mahalleye bu kadar yakın bir yerde bir taşocağı olmasının sakıncalarını ilgili kurumlara bildirdik; ancak yeterli bir yanıt alamadık. En korktuğumuz şey geçen hafta başımıza geldi ve şirketin nakliye kamyonu mahallemizin ortasından geçen yolda bir kaza yaptı.Bunun olabileceğini önceden söyledik, çünkü yolumuz dar ve kamyon sürücüleri araçlarını çok hızlı kullanıyorlar. Yolun üzerinde bir okulumuz var. Öğrenciler okula girip çıkarken korkuyorlar, aynı şekilde veliler de tedirgin. Şirket faaliyeti için izin alırken sürücülerin hız yapmayacağını, öğrenci çıkış saatlerinde okul çevresinde malzeme nakli yapılmayacağını taahhüt etmiş ama ne yazık ki bu taahhütlerini yerine getirmemektedir. Şirket, kendisinin hazırlattığı ÇED Raporunda faaliyet gösterdiği alanda kaynak suyu varsa bu suyun azalmaması ve kirlenmemesi için tedbirler alınacağından bahsediyor. Ancak, suyumuz faaliyet öncesine göre azalmış, hatta zaman zaman kesilmektedir. Daha önce topraktan süzülerek gelen sular temiz akmaktayken, şimdi yağmur yağdığı anda bulanıklaşmaktadır. Taşocağından çıkan pasa (artık malzeme) taşocağı sahası içinde önceden belirlenen bir stok alanda depolanması gerekirken, böyle bir alan yoktur. Şirketin ruhsat aldığı alan yaklaşık 96 hektardır, bu 960 dönüme eşit bir alandır. ÇED Raporunda projenin ekonomik ömrünün 45 yıl olduğu belirtilmektedir. Bu kadar büyük bir alanın yok edilmesi hem doğa hem de bizim için büyük bir tahribattır. Güneycik’te yaşamak bizim için imkânsız bir hale gelecektir. Biz bunu istemiyoruz, çünkü bizim gidecek bir yerimiz yok. Hele de 45 yıl bu gürültüye, bu toza, pisliğe katlanmak istemiyoruz." dedi. Haber Merkezi

 

 

 

 

Editör: Haber Merkezi