Ulusal para yerine, dolar ve euro gibi yabancı paraların kullanılması ve mevduatın döviz oalarak tutulması "para ikamesi sorunu" yaratıyor.
Yabancı parayı kullanmanın, ülkeye maliyeti var. Kişi ya da kurum olsun, elinde nakit olarak tuttuğu dolar, ülkeye bedava gelmemiştir. Karışılığında ülke, mal ya da hizmet ile ödeme yapmıştır. Ülkenin borcu varsa, elde tutulan doların karşılığında faiz ödenmektedir.
Bankaya yatırılan döviz tevdiat hesapları için de benzer ekonomik sonuçlar vardır. Zira, bankalar döviz mevduatı karşılığında, kasalarında nakit döviz tutuyor. Merkez bankası da, yatırılan mevduat karşılıklarını döviz olarak tutuyor. Ülke top yekün, tutulan yabancı para karşılığı, yabancı ülkelere faiz ödemeye devam ediyor.
Türkiye para ikamesi sorununu çözmek zorunda. Sorunu çözmek üzere, Hükümet Euro ve Dolar üzerinden tahvil çıkaracağını açıkladı. Para ikamesine yakalanmış bir ekonomide böyle bir uygulama gerekiyor. Zira, vatandaşın önemli bir kısmı, tasarrufunu yastık altında döviz olarak tutuyor.
Ancak uygulama yetersiz. Dolar üzerinden yüzde 4 yıllık faiz, cezbedici görünmüyor. Dolar üzerinden Euro-Bondların faizleri yüzde 8 lerde seyrediyor. Ayrıca, dolar mevduata yüzde 4 den daha yüksek faiz veren banka var.
Dolar üzerinden düzenlenen tahvillere faizin en azından Euro-Bond piyasa faizine yükseltilmesi gerekirdi. Hazine dolar bazındaki tahvilleri satmakta zorlanacak, devlet bankalarını devreye almak gerekecektir.
Euro cinsinden tahvillerin yıllık faizinin yüzde 2,5 olması kabul edilebilir. Zira, Euro faizleri yüzde yarımlarda seyrediyor.
Bu yöntemler ile "para ikamesinden kurtulmak" mümkün olamaz. Sorun. TL mevduat getirisini cazip hale getirmekten geçiyor. Beklenen enflasyon üzerinde getiri elde edemeyen tasarruf sahibi, dolar ve altın tutmaya devam eder.
Para ikamesi çözülmeden, piyasa faizleri düşmez. Bir an önce, maliye ve para politikaları ile ekonomiyi "para ikamesinden kurtarmak" gerekiyor.
Şinasi Kara