Her yanı duvarda bir tablo gibi Ordumun;
Sen tanrının güzelliğisin bize…. Biz ise o güzelliğin hayranıyız ölesiye. Güzelliğin bir fon gibi durur doğada, insan kendisine bir yer bulmalı bu güzellikte.
Bir başkadır benim şehrim. Denizinin mavisine, şelalelerinin şırıltısına, yaylalarının eşsizliğine, yeşiline, gönlünün derinliğine, renklerin çeşitliliğine değin her şeyiyle bir güzellik abidesi Karadeniz-in incisi Ordum.
Dört mevsimi lezizi mi lezizi!
Şehri baştan başa boyamış usta bir ressam rengarenklerle, bir tarafı masmavi deniz, bir tarafı üç mevsim yemyeşil bahar, insan seyrine dalınca dört mevsimi bir arada yaşar.
Göğün mavisine bir tutam gökkuşağı asılır, bütün renkleri; hem ağaçların dallarında, hem de ağaçların diplerinde, özelliklede mavi deniz üstünde size bir renk armonisi sunmakta ve bütün dertlerinizin bir an için de olsa gitmesine vesile olmaktadır.
Boztepe’den baktığınızda bir demet güzellik size sunulmuş gibi durur gözlerinizin önünde. Elinizi uzatıp o demeti tutmanız lazım. Ve elinize alıp buram, buram koklamanız… 
Masmavi Karadeniz halı gibi serilir ayaklarınızın altına seyrine dalınca sonsuzluğun sonsuzluğuna varırsınız cennet gelir gözlerinizin önüne. En güzel sevgi yeşil ve mavidir sevmesini bilene…
Yüreklerde taçlanır sevdalar, aşkın tecelli ettiği dereler ”Ordunun dereleri aksa yukarı aksa vermem seni ellere ordu üstüme kalksa ”diye yankılanır kalbin tam ortasında…
BİR SEVDADIR ORDU
Sensiz tek başıma,
Güneşin doğuşu ile baş başa,
Dalıyorum seyrine,
Mavi ile yeşilin,
Bu güzel güne kumsaldan karışımına,
Cömertçe sunuyordu Karadeniz,
Yayılarak kumsala doğru,
Koylardaki yeşili okşarcasına akışını,
Dalıyorum seyrine,
Mavi ile yeşilin,
Bu güzel güne kumsaldan karışımına,
Kırlangıçlar raks ederek,
Süzülüyor boz tepeden mavi ile yeşile,
Sensizliğimi onlar bozuyor,
Beni sana çağırırcasına,
Sensiz tek başıma,
Dalıyorum seyrine,
Mavi ile yeşilin,
Bu güzel güne kumsaldan karışımına,
Şahin KALAFAT (Gülyalım)
Suya düşen ay ışığının, gönüle yürür ışıltısı…Bakmasını bilene!!Gelip Ordumuzu gezmesini bilene.
Tabya başından, taş başından, evlerin terasından, verandalardan.Bir başka baktırır gözleri, ay ışığında bir başka sevişir yürekleri.
İlimizin simgesi haline gelen ay ışığı Ordumuzun simgesi aşkların ölümsüzleştiği, nikah akitlerinin yapıldığı dileklerin tutulduğu yer. Sahilimizin simgesi sanki, ismi ölümsüzleştirilmesi gerekli. Betonlaşan ordu yamaçları ve yok olan kumsallar sanki şimdilerde boğuyor güzelim şehri, sanki sıra denizin betonlaşmasına kayalarla doldurulmasına geldi. Girişinden merkezine kadar kaybettiğimiz sahiller, çocukluğumuzun hayallerimizin kaybolduğu, balıkçıların ağlarını serip, kenardan uzun iplerle vira diyerek çektiği balık ağlarını, sürüklediği kumsalı görmek için şehrin merkezinde uzaklaşmanız gerekli, Bu kadar mı duvarlaşır bir şehir? Ordu’ya kıymayın efendiler…