Biz çocukken ülkemiz için sosyal bilgiler dersinde şu tabir çok sık kullanılırdı; ‘’Türkiye tarım ve hayvancılık ülkesidir.’’ Ancak günümüzde hiç de böyle olmadığımızı görüyoruz artık. Zira ne tütün, ne pamuk ne de şeker gibi endüstriyel ürünler bizim kontrolümüzde değiller ve neredeyse sıfıra yakın oranda üretiliyorlar. Neyimiz var neyimiz yok yabancıların kontrolüne bırakılmış durumda. İlimiz özelinde de fındığımız bu sürece direniyor. Bakalım bu savaş nereye kadar sürecek ?

Gerek tarım gerekse hayvancılık tüm dünyada gittikçe önem kazanıyor çünkü dünya kaynaklarını hızla tüketiyor. Hayvancılıkta lider olmamız gerekirken orta Amerika’dan Balkanlar’dan canlı hayvan ithal eder olduk ve heder oluyoruz. 40 yıldır tükenmeyen terör sorunun egemen olduğu güney doğumuzda ilk sırada hayvancılık varken göz göre göre insanları yasadışı yollara sevk eden kim ki ? Devlet hem hayvancılıkta hem de tarımda acilen ‘’devletçilik’’ ilkesine sarılmalı yoksa felaket geldi ve kalıcı da olmak üzere. 70 kuruşluk domatesi kendi halkına 5 TL’ye satan esnaf ile bu direnç olmaz, Rusya’ya domates limon satmayla da olmayacak. Koca koca sığırları dolarla al domatesleri cent ile sat. Durumu daha net anlatmalı çok yolu var. Örnekleri de sayıca artırabiliriz. Ancak şimdi bir de yeni bir kampanya hasıl oldu ‘’Yerli Üretim’’… Türk Malı gibi net anlaşılır ve yerinde bir ifade varken ve geçmişte içi doluyken kavramlarla oynayıp bunu eylemmiş gibi yapmanın ne alemi var ki ? Ve ne yerli ki artık neredeyse kendi vatanımızda biz yabancı ilan edileceğiz bu ülkede güya herkes birinci sınıf vatandaş ve yerli. Hatta hepimiz yerli ve milliyiz ? Öyle mi sizce de ? İğneden ipliğe dışa bağımlı hale geldiğimiz bu günlerde ekonomimizin durumu da gayet aşikarken ne yerliyiz ne de milli o sebeple yerli üretim diye de bir şey neredeyse yok. Yoksa domates, salatalık, maydanoz ile kalkınma olmaz ve olmayacak. Sanayi üretmiyorsa bu ülke ne satacak da kalkınacak.

Özetle önce kafalar yerli olacak ki üretimimizde yerli olsun ve aydınlık günlere kavuşalım. Yoksa bu tatsız ağıdı hep bir ağızdan söyleyip duracağız.