TBMM’de görüşülmeye başlanan 2024 Bütçesi hakkında değerlendirmede bulunan Emek Partisi Altınordu İlçe Başkanı Yusuf Kaya, “Tek tek Bakanlıkların bütünüyle de bütçe incelendiğinde halkın mağdur edildiği, teşviklerin patronlara sağlandığı görülmektedir. Süsü cümlelerle algı yanılması yaratılıyor. 2024 Bütçesiyle dolaylı-dolaysız vergi yükünü işçi ve emekçilere yıkılmakta. Oysa adaletli verdi servet vergisinin alınmasından geçmektedir.” dedi.
Sermayeye destek var
Kaya, eğitim ve sağlık hakkının parasız olması gerekirken hastaların ve öğrencilerin müşteri olarak görüldüğünü söyleyerek, “Sağlıkta özellikle şehir hastanelerine ayrılan pay dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığının bütçedeki payı yüzde 6,6. Ayrılan payın da büyük bölümü de şehir hastanelerine kira ödemesi olarak ayrılmış. Sağlıkta ayrılan pay önleyici sağlık hizmetlerine değil, tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılması da iktidarın hastalığı önleme yerine hasta olduktan sonra tedavi etmeye önem verdiğini göstermektedir. Bu da hastayı özel hastanelerin müşterisi yapma anlamına gelmektedir. Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren ilaçlarda yüzde 25 zam kararı sonrası hastaların ilaçlara erişimi de zorlaşacaktır.” dedi.
Eğitime ayrılan pay konusuna da değine Kaya, “Aynı sorun Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde de görülmektedir. Asıl pay özel okullara destek olarak belirlenmiş. Okulların gereksinimlerini karşılamaktan uzak olan bütçe yine okullardan para toplanmasını öne çıkaracaktır. Eğitimde cemaat ve tarikatlarla, Diyanet’le yapılan protokollerle eşitlik anlayışı tamamen terk ediliyor. Dini yaşam biçimini dayatan ÇEDES vb projelerle eğitimin içeriği göstermelik laikliği bile aratır hale getirecektir.” dedi.
Laiklik herkesin lehine
Laikliğin her türlü dini inançların da güvencesi olduğunu belirten Kaya, “Emek Partisi olarak laiklik mücadelemiz sürecek. İnanan, inanmayan; inananlardan her tür inanç grubunun inancını yaşayabilmesi için laik yaşam ve eğitim olmazsa olmazdır. Öğrencilere dayatılan yeni derslerin adı “ahlak”, “görgü” sözcüklerini taşısa da bir inanç grubunun yaşam biçimini dayatmasıdır. Eğitimi dinselleştirmektir. Bu nedenle gerçek laiklik mücadelemiz sürecek. Milli Eğitim Bakanlığının cemaatlere, tarikatlara okulların kapılarını açması, özel protokollerle eğitim süreçlerine katılımın sağlanması kabul edilemez.” dedi. Haber merkezi