Adıgüzel, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının çarşı-pazardaki enflasyonla aynı olmadığını ve ENAG’da yüzde 127 açıkladığını belirtti.

Adıgüzel, "Açlık sınırı 14 bin, yoksulluk sınırı 40 bin liranın üzerinde olduğu coğrafyada, emekliye "Sen açlık sınırının altında yaşa" deniliyor. Bütün bunlar TÜİK üzerinden yapılıyor. TÜİK'in enflasyon rakamı ile çarşı pazardaki enflasyon bir değil. ENAG'ın açıkladığı yüzde 127'lik enflasyon gerçeği. TÜİK'in rakamları maalesef Erdoğan'ın hem emeklilere hem çalışan kesimlere maaş zammı yaparken düşük yapmak için paslaşıyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu değil, Tayyip'i Üzmemeyen İstatistik Kurumu." dedi.

Adıgüzel, çalışan kesiminin durumunu anlatmak için bir süt hesabı yaptı. 2021 yılında 1 litre süt 4.5 lira iken asgari ücret 2824 liraydı. Şimdi ise asgari ücret 17 bin lira iken süt 37-40 lira arasında. Bu durumda, 625 litre süt alınırken şimdi 425 litre süt alındığını belirtti. Adıgüzel, süt fiyatının 4.5 liradan 40 liraya çıkarken asgari ücretin 9 kat arttığını belirtti. Eğer asgari ücret de 9 kat artmış olsaydı, 27 bin lira olması gerektiğini belirtti. Ancak asgari ücret 17 bin lira oldu.

yoksul

Peki asgari ücret dokuz kat artsaydı 27 bin lira olması lazımdı. 17 bin lira nasıl oluyor? Bu işte Erdoğan'a pas atılıyor. Erdoğan da gol atıyor. Bunu da özellikle emekçilerin üzerine çöküyor." ifadelerini kullandı.

Adıgüzel, iktidarın emeklileri ve çalışanları ezmeye devam ettiğini belirterek, "Açıklamalarında "Hep beraber bütün toplum ekonomideki sıkıntıyı hep beraber omuzlayacağız" cümlesi var. Fakat hiç beraber omuzladığını görmedim. Erdoğan'ın ve çevresinin bu işten etkilendiğini hiç el attıklarını görmedim. Tamamını emeklinin üzerine yıkıyor. Bu memlekette çalışan kesimin üzerine yıkıyor. Bu insanlar bu ülkeye yıllarca hizmet etmişler. Bu ülke bu güne kadar gelmişse onların ciddi emekleri var. Fakat siz onu açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm ederek hayatlarının son baharında işkence ediyorsunuz. Eziyet ediyorsunuz. Bu anlama geliyor." dedi.

Kamuoyu baskısı oluşturmak lazım

Adıgüzel, en düşük emekli maaşı için de askeri ücret seviyesinin önerildiğini belirterek, "En düşük emekli maaşı aslında asgari ücret olmalı. Farz edin ki şu an böyleyiz. Tabii toplum baskısıyla biz konuşarak, farkındalık yaratarak, zorlama yaparak, hani bu 5 bin lira ikramiyede olduğu gibi çalışan emeklileri de dahil ettik. Kamuoyu baskısı oluşturmak lazım. Zaten milletvekili olarak artık şuna benzedi bu sistem. Bu cumhurbaşkanı hükümet sistemi denen ucubede milletvekillerinde artık biliyorsunuz çok yetkisi yok. Ne verdiğimiz önerge kabul görüyor, ne yaptığımız itiraz kabul görüyor, ne soru genelgesi, sözlü verebiliyoruz. Sadece şu hani kamuoyunda tanınırlığımızla, güçlü söylemlerimizle kamuoyunu oluşturup, halkı da basını da arkamıza alarak bir kamuoyunu gücüyle iplikleri yaptırabiliyoruz. Bu kamuoyu gücünü vatandaş hakkını aramak noktasında sadece bize değil de, mesela iktidarı temsil eden milletvekillerine, Cumhur İttifakına onlara da biraz yüklenirse böyle böyle belki yok alma şansımız olur. Ama çıtayı kesinlikle asgari ücretin altına koymamak lazım. Hele ki açlık sınırının altına hiç koymamak lazım. Açlık sınırının altına, hadi asgari ücreti bizim teklifimiz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bari açlık sınırının altına koyma. Yani bu kabul edilebilir bir şey değil. Yani ben açlık sınırı altında bu ülkede bir ücret politikasını insan haklarına aykırı buluyorum." şeklinde konuştu.

Özel Haber/Atakan Öztürk

Editör: Atakan Öztürk