Anne babalarımızın daha doğrusu büyüklerimizin sözleri hala buğun de olsa kulaklarımı çınlatıyor her an ve her dakika dostluktan bahsedildiği zaman akreplerden dost olmayacağı sözleri aklıma gelmektedir . bir gün bir akrep ırmağın kenarında dolaşıyordu. Birden bire bir kaplumbağa akrebin yanına gelmiş, ‘’ burada ne arıyorsun akrep kardeş ?’’ Akrep , ‘’ Irmağın karşı yakasına geçmek için çare arıyorum fakat bir türlü bulamıyorum , çünkü bütün yavruların ırmağın öte yanında duruyorlar ‘’ dedi. Kaplumbağa da sonunda bir anneydi. Şefkati harekete geçti içinden çaresiz gibi bir yabancı birine iyilik yapmak geçti ‘’gel’’ dedi . ‘’ sırtıma bin , seni karşıya yavrularının yanına geçireyim ‘’. Çok yakın bir akrabaymış gibi akrebi sırtına alıp su yüzünde yüzmeye başladı. Tam ırmağın ortasına gelmişti ki akrepte bir hareket başladı. İçimden sokmak arzusu uyandı ve kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu. Kaplumbağanın canı yanmaya başladı : ‘’ Ne yapıyorsun akrep kardeş ?’’
Akrep , ‘’ Bir şey yaptığım yok ‘’ dedi. ‘’ Ben sadece kendi hünerimi gösteriyorum . sen bana bir iyilik yaptın. Yarama merhem koydun . benim göstereceğim şefkatte ancak bu kadar olur . ‘’ Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı akrepte boğulup gitti . Ektiğinin cezasını buldu. Tek kelime ile hayatta kimsenin ahı kimseye kalmaz . eden bulur , inleyen ölür.