ASKON Ordu Şubesi, Ordu başta olmak üzere Karadeniz’de birçok ili etkileyen kahverengi kokarca ile ilgili açıklama yaptı.
ASKON Ordu Şubesi, “Kahverengi kokarca, fındık üretiminde son yıllarda artan bir tehdit haline gelmiştir. Bu zararlı, fındıkların kabuğu ve içi üzerinde beslenerek ciddi randıman kayıplarına yol açmakta, kaliteyi düşürmektedir. Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 75-80’ini karşılayan en büyük üretici ülke konumundadır. Bu üretimin beşte biri yalnızca Ordu’dan karşılanmaktadır, bu nedenle kahverengi kokarcayla mücadele, ülke ekonomisi ve üreticilerin sürdürülebilirliği için büyük önem taşımaktadır.” dedi.
Kokarca göçe neden olabilir
“Bunun yanında özellikle TARSİM’in (Tarım Sigortaları Havuzu) Kokarca Felaketini sigorta kapsamına alması artık kaçınılmazdır. Bu konuda yetkililerin bir an önce harekete geçmesi fındık üreticisini bir nebze olsun rahatlatabilir.
Gelecekte bizi bekleyen en büyük tehlike ise fındık üretimin de yaşanacak sorunun göç vermemize sebep olma beklentisidir. 4-5 yıl gibi bir süre bu afet ile mücadele etmek zorunda kalabilme ihtimali olan ve tek gelir kaynağı bu olan fındık üreticisi, geçim sıkıntısına düştüğünde göç etmek zorunda kalabilir. Bu da şehriminiz yüzbinlerce göç vermesine sebep olabilir.”
“Kısa süreli çözüm kabul edilemez”
“Tarım ürünü olarak ülkemize 2 milyar dolardan daha fazla yıllık getirisi olan kıymetli bir üründür. Kokarca konusu siyaset üstü bir konudur ve kısa süreli çözüm önerileri de kabul edilemez. Hep birlikte devletimizin gücü, muhalefet, STK, iş insanları ve halkımızın desteği ile topyekûn bir mücadele içinde el ele vererek bu sorunu ortadan kaldırmalıyız.
ASKON (ANADOLU ASLANLARI İŞ ADAMLARI DERNEĞİ) olarak bu konuda uzman olan kişiler ile yapılan çalıştaylar ve Gürcistan’ın neden kokarca ile mücadelede başarısız olduğunu değerlendirerek bazı önerilerimizi de kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
“Feromon tuzakları yaygınlaştırılmalı”
Kokarcayla Mücadele ve Önlemler konusunda bilgilendirmelerde bulunan ASKON, “Feromon tuzakları yaygınlaştırılmalı ve topluca mücadele edilmeli. Feromon tuzakları, kahverengi kokarcanın yakalanmasında etkili bir yöntemdir. Bu tuzakların yaygınlaştırılması ve doğru şekilde kullanılması, popülasyonun azalmasına yardımcı olur. Ayrıca, toplu mücadelenin etkili olabilmesi için mahalle bazında muhtarlarla koordineli bir şekilde çalışmak ve tuzakların her alanda doğru şekilde yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca feromon tuzaklarında yaşanan fiyat artışları denetlenmelidir.
Kahverengi kokarca ile biyolojik mücadelede samuray arısı kullanımı da etkili sonuçlar vermektedir. Bu arının üretiminin artırılması ve gerekli laboratuvarların kurulması teşvik edilmelidir. Bu biyolojik mücadele yöntemi, zararlıyı doğal yollarla kontrol altına almak için önemli bir adım olacaktır.” dedi.
Çiftçilere eğitim verilmeli
ASKON, “Çiftçilere düzenli eğitimler verilerek, kahverengi kokarca ile nasıl mücadele edileceği ve doğru ilaçlama teknikleri anlatılmalıdır. Bilinçli üreticiler, doğru zamanda ve uygun ürünlerle mücadele ederek zararlı etkileri en aza indirebilir.
Kullanılan bitki koruma ürünlerinin ruhsatlı olması, merdiven altı ilaç kullanımının önüne geçilmesi de gerekmektedir. Özellikle kahverengi kokarca için uygun ilaçların temin edilmesi, zararın minimuma indirilmesinde kritik bir rol oynar. Bayilerin düzenli olarak denetlenmesi ve yalnızca onaylı ürünlerin satışının yapılması sağlanmalıdır.”
Krediler ertelenebilir
“Kokarcanın barındığı kışlak alanların ilaçlanması, zararlının bahar aylarında hızlı yayılmasını önlemek için önemlidir. Her mahallede gerekli ekipman sağlanarak, ilaçlama faaliyetlerinin düzenli olarak takip edilmesi sağlanmalıdır. Kahverengi kokarca nedeniyle zarar gören çiftçilerin tarımsal kredilerinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla ertelenmesi ve yapılandırılması, üreticilerin mali yükünü de hafifletecektir. Böylece çiftçiler, üretime devam edebilecekleri bir mali ortamda bulunacaktır.
Bakanlıktan yardım bekleniyor
Randıman düşüklüğü yaşayan çiftçilere destek verilmeli diyen ASKON, “Kokarca zararı nedeniyle 44 randımanın altına düşen fındık üreticilerinin mağduriyetini gidermek için, TMO alım şartlarına uymayan ürünler tespit edilerek bakanlık tarafından gerekli yardımlar sağlanmalıdır. Bu destekler, üreticilerin gelir kaybını önleyerek, üretimin sürdürülebilirliğine katkıda bulunacaktır.
Türkiye’nin dünya fındık üretiminde lider konumunu koruyabilmesi ve kahverengi kokarcanın yarattığı tehdidin ortadan kaldırılması için bu mücadele yöntemlerinin uygulanması büyük önem taşımaktadır. Hem biyolojik hem de kimyasal yöntemlerle entegre bir mücadele, zararlının etkisini minimize ederek verimli bir fındık sezonu geçirilmesini sağlayacaktır.” diye ifade etti.