Turumuzun 4 cü günü Ohrid’den ayrılarak; 20 yızyıl boyunca savaşlar içinde kalmış ve 40 yıl boyunca Enver Hoca’nın diktatörlük rejimini yaşamış Balkanlar’ın en dağlık ülkesi  Arnavutluk’a yol aldık. Uluslararası bir yoldan gitmemize rağmen  70 derecelik virajları dönerek (son derece tehlikeli görüntülüdür.)  Tiran’a geldik.  Yolda içinden geçtiğimiz tünel doğal yapısıyla duruyor. Kayanın içi dinamit patlatılarak tünel açılmış  ama tünelde betonlama ve ışıklandırma yok. Uluslararası yollardan geçmemize rağmen ince çakılla sıcak asfalt dökülmüş yol; son derece virajlı  ve dar yerlerden geçtik. Arnavutluğun önemli bir bölümü çok dağlık ve çetin arazi şartları var. Yalnız Tiran’a 50 km kala; yeni otoyol yapılıyor; bir bölümü şu anda kullanımda. Tiran güzel bir şehir; yerleşimide iyi.
        Arnavutların % 75 i Müslüman; % 25 i hırıstiyan Halkın etnik anlamda % 95 i  Arnavut kökenli. Arnavutluk’un ismi Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti; başşehri Tiran; nüfusu 3,5 milyon; yüzölçümü 28748 km kare; resmi dili Arnavutça;  para birimi lek; batısında Adriyatik Denizi var. Resmi dili Arnavutçadır. Sırpça, Hırvatça, Türkçe’de konuşulan diller arasındadır.
       Tiran’a girdiğimizde panaromik şehir turunu yaptık. Turumuz esnasında Ethem Bey Camii, Tarihi saat Kulesi, Ulusal Müze, Opera ve Bale Binası, Parlemento ve Başbakanlık Binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Rahibe Teresa Heykeli ve İskender Bey Meydanı’nı gördük; peşinden İşkodra’ya geçtik; devamında Avrupa’nın en genç devleti Karadağ’a geçtik. Adriyatik sahillerinin bir bölümünü gördük. Karadağ’ın UlcinJ kentinde 4 yıldızlı Hotel Grand’da kaldık.  
       Rehberimiz bize Karadağ’lıların  çalışmayı sevmediklerini, sürekli dinlendiklerini; üretme isteklerinin olmadığını; böyle düşünen ve uygulayan bir millet olduklarını anlattı.