Can Atalay'ın milletvekilliği neden düşürüldü? Can Atalay suçu ne? Detayları okuyacağınız haberimizde..
Can Atalay'ın Milletvekilliği Neden Düşürüldü
Can Atalay'ın milletvekilliği, 2023 yılında görülen Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılması nedeniyle düşürüldü. Atalay, bu cezanın kesinleşmesinin ardından Anayasa'nın 76. maddesine göre milletvekilliğinden düşürülmesi için TBMM'ye başvuruda bulundu. TBMM Genel Kurulu, 30 Ocak 2024 tarihinde yaptığı toplantıda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Atalay hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası kararını okudu ve Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesini kararlaştırdı.
Anayasa'nın 76. maddesi, "Milletvekili, seçilme yeterliğini kaybetmedikçe, görevinin sonuna kadar devam eder" hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre, milletvekili seçilme yeterliğini kaybetmenin bir yolu da, kesinleşmiş hapis cezasına çarptırılmasıdır.
Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi, Türkiye'de hukuk ve siyaset alanında önemli bir tartışmaya yol açtı. Atalay ve destekçileri, milletvekilliğinin düşürülmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve siyasi bir karar olduğunu savundular. Atalay, milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, "Bu, hukukun değil, siyasi iktidarın kararıdır" dedi.
Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri açısından da önemli bir tartışma konusu oldu. Atalay ve destekçileri, milletvekilliğinin düşürülmesinin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu ve yargının siyasi iktidarın etkisi altına girdiğini savundular.
Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi, Türkiye'de demokrasi ve insan hakları açısından da önemli bir tartışma konusu oldu. Atalay ve destekçileri, milletvekilliğinin düşürülmesinin demokrasiye ve insan haklarına aykırı olduğunu ve siyasi iktidarın muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullandığını savundular.
Can Atalay'ın Suçu Ne
Can Atalay, 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemlerine destek veren Taksim Dayanışması'nın avukatlığını yaptığı için yargılandı. 2022 yılında görülen Gezi Parkı davasında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçuna yardım ettiği gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu cezayı 28 Eylül 2023 tarihinde onadı.
Atalay'ın suçu, Gezi Parkı eylemlerinin bir "darbe girişimi" olduğu ve Atalay'ın da bu darbe girişimine yardım ettiği iddiasına dayanıyor. Ancak bu iddia, Atalay ve destekçileri tarafından reddediliyor. Atalay, Gezi Parkı eylemlerinin demokratik bir hak mücadelesi olduğunu ve kendisinin de bu mücadeleye hukuki destek verdiğini savunuyor.
Atalay'ın suçu, Türkiye'de hukuk ve siyaset alanında önemli bir tartışma konusu oldu. Atalay ve destekçileri, Atalay'ın suçsuz olduğunu ve bu davanın siyasi bir karar olduğunu savunuyor. Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi de bu tartışmanın bir parçası oldu.
Atalay'ın suçu, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri açısından da önemli bir tartışma konusu oldu. Atalay ve destekçileri, Atalay'ın suçlu bulunmasının kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu ve yargının siyasi iktidarın etkisi altına girdiğini savunuyor.
Atalay'ın suçu, Türkiye'de demokrasi ve insan hakları açısından da önemli bir tartışma konusu oldu. Atalay ve destekçileri, Atalay'ın suçlu bulunmasının demokrasiye ve insan haklarına aykırı olduğunu ve siyasi iktidarın muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullandığını savunuyor.
Atalay'ın suçu, Türkiye'de hukuki, siyasi ve toplumsal açıdan önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.