Adıgüzel’in açıklaması şöyle: “Atanamayan öğretmenleri bugün seçmen olarak ele alsak sayıları 10 milletvekili çıkarıyor. BİM'de, A101’de ve Şok markette Millî Eğitim Bakanlığı’ndan daha fazla öğretmen çalışıyor, sayıyı anlatmak için söylüyorum.
Ücretli öğretmenlerimiz var. Tabii “eşit işe eşit ücret” şiari gereği aynı işi yapıyorlar ama hem sosyal haklarda hem de ücretlendirmelerde eşit değiller. Bir örnek; seksen yıl çalışan bir ücretli öğretmen emekli olamıyor.
Şimdi, PDR konusu var, psikolojik danışman, rehber öğretmenler… Rehber öğretmen neden gerekli? Bir kere okullarımızda akran zorbalığı var, uyuşturucu, sigara, alkol bağımlılığı var, doğal afetlerin psikolojik etkileri var, ekran ve dijital bağımlılığı var, cinsel istismar var. Mesela, Ordu’nun Fatsa ilçesinde bir cinsel istismar vakası gene bir rehber öğretmenin yardımıyla ortaya çıkarılabildi. O yüzden bu rehber öğretmen meselesi önemlidir.
25 bin okulda rehber öğretmen yok
Şimdi, ilkokullarda 300 öğrenciye, ortaokul, lisede 150 öğrenciye uygulanan rehber öğretmen uygulamasında bir önceki Bakan Mahmut Özer 100’e indirme sözü verdi. Millî Eğitim Bakanlığı’nın sitesinde de görseli var. Şu anda 25 bin okulda rehber öğretmen yok. Şimdiki Bakan Yardımcınıza bu rehber öğretmenlik için başvuran öğretmenler gittiğinde “O sözü önceki bakan vermiş, kendisi şimdi Millî Eğitim Komisyonu Başkanı, gidin onunla görüşün.” dediği ifade ediliyor; bu da şık bir durum değildir. Devlette devamlılık esastır, sonuçta bir önceki bakan da sizin AK PARTİ’li Bakan. Eğer böyle bir uygulama yapılmış, bu Millî Eğitim Bakanlığı sitesinden de açıklanmışsa bunu takip etmek gerekir diye düşünüyorum.
Eğitim kurumlarımızda beslenme konusu bir diğer çok önemli konudur. En azından okul öncesi çocuklara beslenme vardı, 19 milyon öğrenciden 1,8 milyonu idi… Bu tüm ilköğretim ve ortaöğretim okullarına yaygınlaşsın diye beklerken hem de yine bir önceki Millî Eğitim Bakanı Özer 1 Şubat’ta yaptığı açıklamayla “Biz bunu ilk aşamada 5 milyona çıkaracağız.” derken şimdi onlar da iptal edildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2022 Türkiye sağlık araştırmasına göre 5 yaş altı çocuklardaki raporuna göre: Zayıflama oranı yüzde 2’ye yakın, gelişme geriliği yüzde 5… Bu çocukların daha iyi beslenmelerini sağlamalıyız, sağlıksız bir toplum riskini ortadan kaldırmamız gerekir.
Okullarda çok eksik var!
Okullarda sağlık, temizlik ve güvenlik görevlisi açığı var. Daha önceki Bakan Ziya Selçuk dahil bütün bakanlara bunları söyledik, hepsi bunu olumlu buldu fakat bir türlü uygulamaya geçmedi. Özellikle kamu okulları pandemi dönemini sağlık personeli yokluğu içinde geçirdi. Siz, mesela, okul öncesi dönemdeki kurumlara bile mescit zorunluluğu getirirken okullara düzenli ve donanımlı bir sağlık kabinini ya da bir tesisini ve onda da bir sağlık görevlisini çok görüyorsunuz. Güvenlik çok önemli. Birçok gencimiz uyuşturucu batağında. Okulların çevresi tehlike dolu ve temizlik görevlisi eksiği var.
Laik eğitime karşı yönetim anlayışı!
Şimdi, bir de uygulamalarınızda laik eğitime karşı bir yönetim anlayışınız var. Bazı vakıf ve cemaatlerle ilişkili yapılar ve onlarla bir protokol yapıyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanlığı’yla da böyle iç içe geçmiş durumdasınız, yani o kadar iç içe geçmişsiniz ki görev bakımından bunlar âdeta paralel bir eğitim kurumu hâline geldiler. Şimdi, 27 milyon vatandaştan oy almışsınız ama bu ülke 85 milyon yani siz sadece 27 milyona hizmet ediyor gibi davranıyorsunuz, hâlbuki bu ülke homojen değil. Yani din eğitimine mesafeli bakan insanlar var, hiç istemeyen insanlar var veya belli bir ölçüde kabul eden insanlar var. Sizin istediğinize göre değil, buradaki çağdaş normlara uygun, çağdaş, bilimsel ve laik eğitim peşinde olmalıyız. Eğer böyle yapmazsak daha sonra bu eğitim eksikliğinden ve bu tek taraflı eğitimden yine bu işin sıkıntısını çekecek olan bizleriz. Bir müfredat değişikliğinden bahsettiniz ama bu müfredat değişikliğinde de yine muhtemelen din eğitimi ağırlıklı bir değişim gelecek.
Artık bu işe bir son verin!
ÇEDES Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum konusunu çok önemsiyorum. Bunu yapacak olan kişiler kim? Din görevlileri. Bunların çevreyle ilgili bir eğitimi mi var? Neyin nesidir bu anlamak istedik, sonra bu işin rengi ortaya çıktı. Resimleri ile göstereyim ÇEDES’i: Birkaç ilden böyle resimler geldi, çocuklar camilerde temizlik görevlisi olarak çalıştırılıyor. Tekirdağ'dan, Batman’dan fotoğraflar geldi. Çocuklar halıları siliyorlar, mihrabı temizliyorlar, arka tarafta da namaz kılan bir vatandaş var.
O namaz kılmaya devam ederken burada bu çocuklar temizlik yapmaya devam ediyorlar. Buradaki çevre meselesini anlamış olduk. Meğer bu çevre neymiş? Çevre, camilerin içinde ve çevresinde bir mıntıka temizliğiymiş.
Bu çocukları bu yaşta, çalışma kanununa aykırı bir şekilde çalıştırmak da suç çünkü bunlar eğitim saatindeler. Okulun dışında ne işleri var? Eğer din eğitimi verilecekse okullarda zaten din öğretmenlerimiz var. Artık bu işe bir son verin.”