Eğitim Sen Ordu Şubesi Başkanı Nursen Kaymaz yaptığı açıklamada, eğitim sistemimiz, MEB’in proje ve protokoller üzerinden eğitim sistemi içine yerleştirdiği dini vakıf ve cemaatler, iktidar desteği ile tıpkı bir örümcek ağı gibi kuşatıldı dedi.
Kaymaz açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“MEB tarafından eğitim müfredatının dini değerler çerçevesinde biçimlendirilmesinden okullarda dini etkinlikler üzerinden somut uygulamalara kadar hemen her alanda dini öğeler, eğitim sürecine adım adım yerleştirilmektedir. Geçtiğimiz 21 yıl içinde, eğitim biliminin en temel ilkeleri ve öğrencilerin gelişim süreçleri yok sayılarak hayata geçirilen dinselleştirme adımları, öğrenciler ve veliler üzerinde yoğun psikolojik baskı oluşturmaya başlamıştır.
Öğretmenler değersizleştirildi
TBMM’de devam eden 2024 bütçe görüşmelerinde, Mili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada: “ Sizin cemaat, tarikat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla 10 tane protokolümüz var. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz.” Diyerek, eğitimde dinselleştirme uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdüreceklerini itiraf etmiştir. Milli Eğitim Bakanı bu sözleriyle çocuklarımızın eğitilmesi, yetiştirilmesi ve korunması konusunda cemaat ve tarikatlara ayrı bir önem vererek algı yaratmaya çalışmış bunu yaparken de bu ülkenin öğretmenlerini değersizleştirerek yok saymıştır.
Çocuklarımız ellerimizden bir bir gidiyor
Cumhuriyet değerlerini yok sayan, çağdaş, laik ve demokratik toplum düzenini yok etmeye çalışan bu tarikat ve cemaat yapılarının yanında kamusal ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşan iktidarınızın gerici toplum inşa etme politikaları sonucunda çocuklarımız korunmayı bir tarafa bırakın bir bir elimizden kayıp gitmektedir. Baskı ve korku altında yaşayan, yaşam sevincini ve umudunu kaybetmiş çocuklar, gençler yarattınız. Bizler, Aladağ’da, cemaat yurdunda yanarak yaşamdan kopan ilköğretim çağındaki kız çocuklarını unutmadık. Bir cemaat yurdunda ailesinin ve cemaatin baskısından yakınarak yaşamına son veren Enes Kara’yı unutmadık! Ensar Vakfı yurtlarında 45 çocuğumuzun uğradığı tacizi tecavüzü unutmadık. 6 yaşındaki kız çocuğunun yıllarca taciz edilerek evlendirilmesini unutmadık. Ancak sizler; Aladağ’da, Karaman’da, Kaimderde, Alimder’de ve daha birçok yurtta tacize, tecavüze uğrayan; şiddet gören, öldürülen çocuklarımıza ve yaşanan acı olaylara rağmen, bunca çirkinliğe, karanlığa rağmen akla, bilime ve aydınlığa düşman olan bu yapılarla protokol yapmaya devam edeceğinizi rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz. Çocuklarımızı hala bu denetimsiz bıraktığınız cemaatlere teslim edebiliyorsunuz.
Beslenme sorunu var
Eğitim ve öğretimde son yıllarda öne çıkan en önemli sorunlardan birisini de öğrencilerin okullardaki beslenme sorunudur. Ülkemizde okula aç giden çocuk sayısı her geçen gün artarken, sendikamız dâhil çok sayıda kurum bütün okullarda ücretsiz okul beslenme programı hazırlanması çağrısı yapmaktadır. Özellikle ekonomik krizle birlikte hızlı artan yoksullaşma, öncelikle en hassas durumdaki çocukları etkilemiştir. Türkiye'de bugün her 5 çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır. Çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Bu sorun temel ve acilen çözülmesi gereken bir sorundur.
Cemaat yurtları kamulaştırılmalı
Mevcut tüm cemaat, tarikat ve vakıf yurtları kamusallaştırılmalıdır. Daha önce birçok tarikat yurdunda yaşanan vahim bu vahim olaylar karşısında sessiz kalarak “bir kereden bir şey olmaz diyen” bu karanlık zihniyetin çocuklarımızın hayatını yok eden gerici siyasi-ideolojik uygulamalara yeter artık diyoruz.” Haber merkezi