Dersim Tunceli’nin Anadolucasıdır. Bu gün vasıl olduğumuz netice asırlardan beri çekilen milli musibetlerin intihabı( toplamı) ve bu aziz vatanın her karış toprağını sulayan kanların bedelidir denildiği zaman bu söze Dersim’i büyük Atatürk şüphesiz ki dâhil etmiştir. Ama 30 Ekimde Türkiye Cumhuriyetini yıkmak üzere yola çıkan dâhili ve harici bedhahlar oyun tezgâhlamaktan vaz geçmemişlerdir. Menemen olayları Şeyh Sait isyanları gibi bu olay da dâhili ve hariç bedhahların ortaklaşa işidir. Bu olayın bu gün kaşınmasının sebebi ise AKP iktidarının Türkiye Cumhuriyetini zayıf düşüren Anayasayı ihlal eylemlerinin ortamı müsait kıldığının kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Şimdi bu Dersim olayını klasik internet sitelerinden alarak özetleyelim:

Halkın çeşitli kesimlerinden inşaların kimileri bu olayı Dersim isyan kimileri Dersim katliamı kimileriyse Dersim olayı olarak adlandırmaktadır. Dersim olayı; Tunceli ilinde 1937 yılında Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu çıkmış geniş kapsamlı bir isyan olarak tanımlanmaktadır. Bu isyanı bastırmak için Devlet tarafından düzenlenen harekâtaysa Dersim Harekâtı denilmektedir. Harekât sonunda bölgede yaşayan 13.000'den fazla insan ile 199 asker öldü, 12.000 insan zorunlu göçe tabi tutuldudersim olayı

Dersim olayının dış sebepleri nelerdir?

1- Fransa ve Suriye Faktörü

2- İngiltere Faktörü

3- Rusya Faktörü

4- Ermeni Faktörü

Dersim olayının iç sebepleri nelerdir?

1- Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla dersim bölgesinin özerkliğini kaybetmesi.

2- Aşiretlerin vergi vermek, askere gitmek gibi zorunlulukları uygun bulmaması.

3- Aşiretlerin sert ve otoriter bir Vali’nin yönetimi altına girmek istememeleri.

4- Tunceli ilinde uygulanmak istenen reform programına karşı çıkılması.

5- Dış güçlerin (Dersim olayının dış sebepleri nelerdir? başlığı altındaki ülkelerin) desteği.

6- Bölge'nin sos yo-ekonomik bakımdan gelişmemiş olması

Görüldüğü gibi esas sebepler ısrarla saklkanmaktadır.9 Eylülde harici bedhahların orduları denize döküldükten sonra onların devletleri yenilgiyi asla kabul etmemişler ve Genç Cumhuriyetimizi yıkmak için her çareye başvurmuşlardır. Cumhuriyetimiz iki ana temele dayanıyordu. Denk bütçe laik eğitim. Bunlara ek olarak Gümrüklerle korunan iç piyasa ve devletçi ekonomik uygulamalar ile. Para değerinin hassasiyetle korunarak insan değerini hassasiyetle koruyan bütçe uygulamaları. ( O tarihte 80 kuruş olan bir ABD doları bu gün itibari ile 2.224.000 TL ye yükselmiştir. Tamı tamına 2.800.000 defa paramız ezilmiştir. Şimdi, anlaşılabiliyor mu Dersim tezgahı neden kurulmuştur. Neden bazı saf temiz cahil bırakılmış insanlarımız kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırılmıştır) İşte bütün bu olumlu yürüyüşleri izleyen haricî bedhahlar dâhildeki ağa din görevlisi ve feodal artığı ne varsa onlarla işbirliği halinde genç cumhuriyetimize karşı saldırı düzenlemişlerdir. Kullandıkları insanlar ise daha henüz Cumhuriyetin ışıklarından yaralanamamış 1600 yılından bu yana dinsiz okulsuz yolsuz elektriksiz bilimsiz bırakılmış Anadolu’nun çilekeş halkı idi. Bu saldırlar kanunlarımıza göre bastırılmış ve gereği yapılmıştır. Dersim Dersim diye kaşınılmakta olan olayın özeti işte budur. Dersimi kaşımak 1071 den bu yana Anadolu’muzu yeniden haçlı yurdu yapmak sevdasından bir türlü vazgeçmeyen dahili ve harici bedhahların tezgâhladıkları karşı devrimin ayak seslerinden başka bir şey değildir.

Dersim Anadolu’muzun ta kendisidir. Bu nedenle Dersim şarkısı dilden dile söylene söylene bu günlere kadar gelinmiştir.
Dersim, dört dağ içinde;
Gülü, bardağ içinde
Dersimi hak saklasın,
Bir gülüm, var içinde.

Ne oldu ağama ne oldu
Sarardı benzin soldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu

Pertek önünde kelek
Harput’a gidek gelek
Elin elimde olsun,

Kapı kapı dilenek.
Nakarat

Bu dağın ensesine
Uyandım yar sesine
Yar gider ben giderim
Düşmüşüm gölgesine
Gül nedem nedem nedem
Evi barkı terk edem
Gel seni alam gidem
Nakarat