Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı’nda bir araya gelen Eğitim-Sen üyeleri adına açıklamayı Şube Başkanı Nursen Kaymaz okudu.
Kaymaz, “Kadın eğitim emekçilerinin nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik “eğitim” vermek kimsenin haddi de işi de değildir diyerek, “Milli Eğitim Bakanlığı eğitim politikalarını cinsiyetçi ve gerici kodlarla yeniden şekillendirmek yerine, kadın eğitim emekçilerinin okullarda karşılaştıkları mobbinge, cinsiyet ayrımcılığına, şiddete ve yaşadıkları hak kayıplarına çözüm üretmelidir.” dedi.
“Makbul kadın yaratmaya çalışıyorlar”
Eğitim politikalarının cinsiyetçi olduğunu aktaran Kaymaz, konuyla ilgili şu sözlere yer verdi: “İktidarın kadınları ve toplumu cinsiyetçi, gerici politikalarına göre yeniden dizayn etme uygulamaları hız kesmeden sürüyor. “Enstitü Sosyal” adında AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın da yönetiminde olduğu, iktidara yakın bir vakıf tarafından “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” adı altında sadece kadın eğitim emekçilerine “ders” verilmesi planlanarak, katılmak isteyen kadın eğitim emekçilerinden bir form doldurmaları istenmiştir. Eğitim sistemi siyasi iktidarın kendi ideolojik bakış açısına ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme hedefi doğrultusunda MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve cemaatler aracılığıyla örgütlenmeye çalışıldığı bir alana dönüştürülmüştür. Cinsiyetçi ve gerici kodlarla hazırlanan gizli ve resmi müfredat, karma eğitime yönelik artan müdahaleler, eğitim emekçilerine önlük dayatması, eğitim emekçilerine kıyafetleri gerekçe gösterilerek verilen cezalar, şimdi ise kılık kıyafet “dersi” verilmek istenmesi, eğitim sistemini dönüştürerek toplumu dizayn etme hedefinin devamı niteliğindedir. Siyasi iktidar kadınların nasıl yaşayacaklarına, ne giyip ne giymeyeceklerine müdahale ederek “makbul kadın” yaratma politikasını sürdürmektedir.”
“Kimsenin haddi değildir”
‘Kadın eğitim emekçilerinin nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik “eğitim” vermek kimsenin haddi de işi de değildir’ diyen Arslan, “Ülkemiz özelinde kapitalizm, aterki ve iktidarın gerici ideolojisinin birlikte işleyişi ile kadınların bedenine, kimliğine, emeğine yönelik saldırılar artmaktadır. Kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışmasına, sosyal medya kullanımından, kahkahasına kadar her şey AKP’nin temsil ettiği ideoloji tarafından şekillendirilmeye çalışılmaktadır. İktidarın uzun süredir güvencesizlik, işsizlik, şiddet ve yoksulluk kıskacında kadınların yaşamını daha fazla denetim altına alma çabası, sosyal, siyasal, toplumsal ve ekonomik pek çok hakkı kullanılamaz hale getirmiştir. Biliyoruz ki siyasi iktidarın toplumu dizayn etme, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeye dönük tüm bu politikaları, vakıf, cemaat ve tarikatlarla yaptığı protokoller kadınlar için daha fazla şiddet, taciz, mobbing ve katliam anlamına gelmektedir. Ancak bilinmelidir ki kadın eğitim emekçilerinin bedenlerine, haklarına, yaşamlarına yönelik tüm bu saldırılara karşı, ellerini kadınların bedenine, kıyafetine uzatanların cüretini kadınlar alaşağı edecektir.”
Tevfik Kul