Hükümet adamları artan kurlara önlem almak amacıyla toplantı yaptı. Toplantı sonunda "Ekonomiyi kur ve faiz baskısından kurtaracak önlemler" alacaklarını açıkladılar. Nasıl önlem alacaklarını ise kapalı ifadeler arkasında saklı tuttular.
Ekonomiyi kur ve faiz kurtaracak tedbirler bellidir.
Ödünç verilebilir fon arz ve talebi faizleri tayin eder. Ödünç verilebilir fon arzının gerisinde Halkın Mevduatı vardır. Talebin gerisinde ise borçlar vardır.
Faizi düşürmenin birinci yolu mevduatı artırmaktan geçiyor. Vatandaş ise TL tasarrufunun eridiğini görüyor ve tasarrufunu altın döviz gibi, satın alma gücünü koruyucu araçlara yatırıyor. TL mevduat artmadığı için TL cinsinden faiz artıyor.
Vatandaş tasarrufunu TL cinsinden tutabilmesi için enflasyon üzerinde faiz ya da başka bir metod ile güven vermek gerekiyor. Bu güven verilmediği taktirde mevduat artmaz. Mevduat artmayınca faizler de düşmez.
TL mevduat artmayınca bankalar likidite sorunu ile karşılaşır. Merkez Bankası kaynakları ile likidite sorunu çözülemez. İnterbank ve piyasa faizi artmaya devam eder.
Faizi düşürmenin ikinci yolu halkın ve işletmelerin borçlanmasının önüne geçmekle olur. Serbest piyasa ve ekonomik özgürlüğü esas almış bir ülkede "borçlanamazsın" diye bir kural konulamaz. Tüketiciler ve üreticileri borçlanmadan kaçındıracak yegane yol yüksek faizdir. Kredi talebinin faizler yükseldikçe düştüğü biliniyor.
Faizleri "söz ile düşürmek" mümkün değildir. Hükümet adamlarının, faiz düşürme niyeti dahi "piyasa faizinin artmasına" neden oluyor. Hükümetin "faiz sendromu" yüzünden, piyasa faizleri bir ay içerisinde yüzde 4 oranında arttı. Artmaya devam ediyor.
Kurlara gelince mesele daha vahimdir. Kurları "ödemeler dengesi blançosunun aktif ve pasifleri" tayin ediyor. Döviz arzının gerisinde aktif hesaplar, Döviz talebinin gerisinde pasif hesaplar var. Önemli olan, aktiflerin pasifleri aşmasıdır. Aşmadığı taktirde, kurların artmasını önlemek mümkün değildir.
Ödemeler dengesi blançosunun aktiflerini nasıl artırabiliriz?
Mal ve Hizmet ihracatını artırmak temel yol. Cari açığı azaltıcı politikalar uygulama tercih edilebilir. Ödemeler Blançosu içerisindeki, Cari Denge ile ilgili politikalar uzun vadeyi içeriyor. Bilanço içerisindeki Sermaye Hesabı ise kısa vadede etkisini gösteriyor. Sermaye hesabının aktif kalemlerini artırmanın yegane yolu ise yüksek faizden geçiyor.
Uygulanacak yüksek faiz, sermaye girişini artıracak, giren dövizler TL'ye dönecek ve kurlar düşmeye başlayacaktır. İlginçtir bu hareket, faizin de düşmesini beraberinde getirecektir. Bu gün uygulayacağınız yüksek faiz, bir süre sonra kendi kendini tüketecektir.
Hüküssmet "faiz sendromunu" yenemez ise, piyasa kendi kendini düzeltir. Düzeltme acı sonuçları beraberinde getiriyor. Kur, faiz ve enflasyon yükselmeye devam ederek yeni dengeler kuruluyor.
Bir an önce GLP faizini "piyasa faizi olan yüzde 15,8 oranının üzerine çıkarmak" gerekiyor. Bu yapılmadığı taktirde, dolar kurunun kısa sürede 5 liraya ulaşma ihtimali giderek yükseliyor.