Çakmak, "Eğitimin bir zararı olmaz, eğitimin yaşı da yoktur. Çocuklar ne kadar küçük yaşlarda başlarlarsa buradaki süreç daha hızlı ilerler. Tabi ki burada, dediğim gibi, çocuk psikiyatristlerinin yapmış olduğu testler sonucunda çocuğa bu tanı konulur. Konulduktan sonra eğitime bir an önce başlamaları gerekiyor. Yani bu hem özel eğitim rehabilitasyon merkezleri olarak hem bizlerden bireysel uygun bir eğitim alarak… Bizler zaten çocuğun durumuna göre eğitim sürecinde psikoloğumuzla beraber değerlendirmemizi yaparız. Bizim de kendimiz bu sürece katkı sağlamak için çocukları kreşler gibi veya oyun salonu, oyun atölyeleri gibi yerleri de söyleriz velililerimize. Onlar da çünkü… Sosyalleşmeleri gerekiyor çocuklarımızın. Eğitim bizde önce sosyalleşmektir. Sosyalleşmeyi hallettikten sonra gördüklerimiz sonra gelir." dedi.
Her gün eğitim olmalı
40 dakikalık eğitimin yetersiz olduğunu belirten Çakmak, "Dakika olarak değil günlük olarak süre olması gerekiyor. Haftada 2 gün değil. Şöyle anlatayım. Haftada 6 gün eğitimimiz var kurumumuzda. Çocuğumuza yazıyoruz, pazartesi-çarşamba seansları yazıyoruz veya pazartesi-cuma yazıyoruz, pazartesi-salı yapıyoruz. Ve diğer günler, bu sefer aradaki farklar çok fazla. Her gün olması tabi ki daha iyi, eğitimin hiçbir zaman zararı olmaz. Çocuklarımız okullarından, devlet okullarından geldikten sonra bizlere devam edebilirler. Bunu her güne yayarlarsa daha güzel olur. Şu an haftada 2 saat eğitimimiz çok az. Biz bu süreçlerde ailelerden de destek alırız, görüşürüz kendileriyle. Bu sürece mutlaka aileyi de katmak zorundayız. Bu seans süreleri az olduğu için onların da bu sürecin içine dâhil olmalarını bekliyoruz her zaman." ifadelerini kullandı.
Ailelere de tavsiyelerde bulunan Çakmak, "Çocukların diğer küçük çocuklarla sosyalleşmesi sağlanmalı. Aktivite yapacaklar çocuklarıyla. Özellikle de şu televizyon, tablet, işte bilgisayar… Bunlardan ellerinden geldiği kadar uzak tutmaları gerekiyor, en önemlisi bu. Televizyon, tablet, bunlardan uzaklaşacaklar. Çocuklarıyla vakit geçirecekler, etkinlikler yapacaklar. Çocuklarını parklara götürsünler, çocukları akranlarıyla beraber bir arada bulunacağı ortamlara götürmeleri gerekiyor." dedi.
Toplum tarafından özel bireyler ile alakalı yanlış bilinenler konusunda da bilgi veren Çakmak, "Çocuklarımız, bizim çocuklarımızın en büyük eksiklikleri sosyalleşmeleri, az önce vurgulamıştım. Çocuklarımızla özel aileler, özel çocukları olan aileler, parklara gidiyor veya toplu oyun oynanan bir yerele gittiği zaman çocukları diğer insanlar, sanki bulaşıcı bir hastalık varmış gibi hemen çocuğun yanından çeker. Böyle olmamalı. Buradaki en büyük eksiklik de nedir, toplumun bilinçlendirilmesi. Her kademede toplumun bilinçlendirilmesi... Özel çocuk nedir, bunu hala bilmiyorlar, hala bilmiyoruz. İlk önce insanlar bilinçlenecek, aileler bilinçlenecek. Bu çocukların en büyük ihtiyaçlarının eğitim olduğu belli olacak. Çocuklar parklara gittiğinde veya oyun salonlarına gittiğinde, oyun oynadıkları yere gittiklerinde veya okullara gittiklerinde, bir düşünün. Çocuklarda bir hastalık, bulaşıcı hastalık varmış gibi uzak durmak değil, bunları kazanmamız gerekiyor, kazandırmamız gerekiyor topluma." ifadelerini kullandı.
Çakmak, son olarak ailelere şu tavsiyelerde bulundu: "Aileler çocuklarına bu süreçte daha dikkat etsinler. Bir pandemi sürecinden de geçtik, çocuklarımız çok etkene maruz kaldılar. Herkes çocuğunu en ince noktasına kadar, ilk önce zaten aileler buradaki farklılıkları anlıyorlar. Bir çocuk psikiyatristine mutlaka götürün. Veya bir psikologdan mutlaka destek alsınlar. Devletimizin kurumları var bununla ilgili. Rehberlik araştırma merkezi, buralardan yardım ve destek alabilirler, bizlerden yardım alabilirler, bizler de yönlendirebiliriz ne yapmaları gerektiği hususunda. Bu hususta ilk önce aile, bunlara dikkat etmeliler." dedi.
ÖZEL HABER/ Atakan ÖZTÜRK