Ermeni meselesi, tarihsel kökenlere dayanan ve zaman içinde uluslararası bir sorun haline gelen karmaşık bir konudur. Peki, Ermeni meselesi ilk defa uluslararası bir sorun haline ne zaman hangi antlaşmadan sonra gelmiştir? İşte detaylar...
Ermeni meselesi ilk defa uluslararası bir sorun haline ne zaman hangi antlaşmadan sonra gelmiştir?
Ermeni meselesi, Osmanlı Devleti'nin sınırları içerisinde yaşayan Ermenilerin toplumsal ve siyasi haklarının iyileştirilmesi talebiyle ortaya çıkan bir sorundur. Bu sorunun uluslararası bir sorun haline gelmesi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'yla başlamıştır.
19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı Devleti'nin sınırları içerisinde yaşayan Ermeniler, toplumsal ve siyasi haklarının iyileştirilmesi talebiyle harekete geçmişlerdir. Bu talepler, Osmanlı Devleti'nin içerisindeki etnik ve dinsel çeşitlilik nedeniyle, Osmanlı Devleti'nin idari ve siyasi istikrarını tehdit eden bir unsur olarak görülmüştür.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yenilmesi üzerine, 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos Antlaşması'nın 16. maddesiyle, Ermenilerin yaşadığı bölgelerde reform yapılmasına karar verilmiştir. Bu karar, Ermenilerin taleplerini kısmen karşılasa da, Osmanlı Devleti'nin iç işlerine müdahale olarak görülmüştür.
Ayastefanos Antlaşması'nın, Avrupalı devletler tarafından kabul edilmemesi üzerine, 13 Haziran-13 Temmuz 1878 tarihleri arasında Berlin Kongresi toplanmıştır. Bu kongrede, Ayastefanos Antlaşması'nın Ermenilere ilişkin hükümleri, bazı değişikliklerle kabul edilmiştir. Berlin Antlaşması'nın 61. maddesiyle, Osmanlı Devleti, Ermenilerin yaşadığı bölgelerde reform yapılmasına ve Ermenilerin haklarının korunmasına söz vermiştir.
Berlin Antlaşması'yla, Ermeni meselesi uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Bu antlaşmadan sonra, Ermeni meselesi, Osmanlı Devleti'nin iç politikasında önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Ermeniler, haklarının iyileştirilmesi için uluslararası kamuoyuna baskı yapmaya başlamış, bu da Osmanlı Devleti ile Ermeniler arasındaki çatışmaların artmasına neden olmuştur.
Berlin Antlaşması'nın Ermenilere İlişkin Hükmü
Berlin Antlaşması'nın 61. maddesi, Ermenilere ilişkin hükümleri şu şekildedir:
"Osmanlı İmparatorluğu, Doğu Anadolu'daki Ermenilerin yaşadığı bölgelerde, Ermenilerin toplumsal ve siyasi haklarının iyileştirilmesi için reformlar yapacaktır. Bu reformlar, Ermenilerin güvenliğini ve refahını sağlamak için gereklidir.
Reformlar, aşağıdakileri içerecektir:
- Ermenilerin kendi yerel işlerini kendileri yönetmeleri için yerel yönetimler kurulacaktır.
- Ermenilerin eğitim ve din özgürlükleri sağlanacaktır.
- Ermenilerin askerlik hizmeti, diğer Osmanlı vatandaşlarından farklı olmayacak şekilde düzenlenecektir.
Osmanlı İmparatorluğu, bu reformları beş yıl içinde tamamlayacaktır."
Berlin Antlaşması'nın Ermeni Meselesi'ne Etkisi
Berlin Antlaşması'nın Ermeni meselesine etkisi, hem olumlu hem de olumsuz olmuştur. Olumlu etkisi, Ermeni meselesinin uluslararası bir sorun haline gelmesi ve Ermenilerin haklarının iyileştirilmesi için bir umut kaynağı olmasıdır. Olumsuz etkisi ise, Ermeni meselesinin Osmanlı Devleti'nin iç politikasında önemli bir rol oynamaya başlaması ve bu durumun Osmanlı Devleti ile Ermeniler arasındaki çatışmaların artmasına neden olmasıdır.
Berlin Antlaşması'ndan sonra, Ermeniler, haklarının iyileştirilmesi için uluslararası kamuoyuna baskı yapmaya başlamışlardır. Bu baskılar, Osmanlı Devleti'ni Ermenilere yönelik bazı reformlar yapmaya zorlamıştır. Ancak bu reformlar, Ermenilerin taleplerini tam olarak karşılamaktan uzaktır.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı, Ermeni meselesini daha da karmaşık bir hale getirmiştir. Bu savaşta Osmanlı Devleti'nin Ruslar ile savaşması, Ermenilerin Ruslarla iş birliği yapmasına neden olmuştur. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin Ermenilere karşı sert bir politika izlemesine neden olmuştur.
I. Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı Devleti, Ermenileri tehcir etmiştir. Tehcir, Ermenilerin zorla göç ettirilmesi anlamına gelir. Tehcir sırasında, yüz binlerce Ermeni hayatını kaybetmiştir. Tehcir, Ermeni meselesinin en trajik olaylarından biridir.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra, Ermeni meselesi, uluslararası kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutmaya devam etmiştir. Bu mesele, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte de devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Ermeni meselesini bir soykırım olarak kabul etmemektedir. Ancak, Ermeni meselesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasında önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.