Ordu Barosu Kadın hakları Komisyonu Yürütme Kurulu üyesi Av. Edanur Tula ve Stj. Av. Selinay Ateş, 5 Aralık Kadın Hakları Günü’ne ilişkin yaptıkları ortak açıklamada, Türk kadını seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden çok daha önce kazanmıştır. Kadın hakları yolunda yapılan bu önemli devrim, tüm dünyaya emsal teşkil etmiştir.” Diyerek bu özel günü kutladılar.
Kadın Avukatlar günün anlamına ilişkin yaptıkları açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verdiler:
“5 Aralık 1934 tarihinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Anayasamızda ve seçim kanununda yapılan değişiklikler ve düzenlemeler doğrultusunda kabul edilen yasa ile birlikte Türk kadını seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş olup bu hakkın verilişinin 90. Yıl dönümünü gururla kutluyoruz. Türk kadını seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden çok daha önce kazanmıştır. Kadın hakları yolunda yapılan bu önemli devrim, tüm dünyaya emsal teşkil etmiş olup Fransa 1944 yılında, İtalya 1945 yılında, Belçika 1960 yılında, İsviçre ise 1971 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Dolayısıyla ülkemizde yapılan bu yenilik yalnızca Türkiye'deki kadınlar için değil, tüm dünyada ses getirmiş ve tüm dünyada kadın hakları mücadelesi için de büyük önem teşkil etmiştir. Seçme ve seçilme hakkı sadece kadınlara verilmiş yasal bir kazanım değil, kadınların toplumdaki yerinin yeniden tanımlanmasının da simgesi olmuştur.
Atatürk Devrimleri Kadınların hayata katılımını artırdı
Mustafa Kemal Atatürk'ün halkçı ve eşitlikçi devrimlerinin bir devamı olan bu haklar kadınların toplumsal hayata katılımını arttırmış, Türk toplumunun çağdaşlaşmasında büyük bir öneme sahip olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?" demek suretiyle kadının toplumların gelişmesinde ve ilerlemesindeki önemini vurgulamıştır. Bu sebeple Türk kadınlarına tanınan seçme ve seçilme hakkının tarihsel bir zaferi sergilediği kuşkusuzdur.
Kadınların mecliste temsil oranı düşük
5 Aralık 1934'te verilmiş olan karar ile birlikte 1935 yılında 18 kadın vekil meclise girmiştir. Seçimlerde 18 milletvekili kadının meclise girmesi hem Türk kadınının hak ettiği itibarı kazanması adına, hem de Türk kadınına bakış açısının değişmesi adına oldukça çarpıcı bir gelişme olarak tarihteki yerini almıştır. Bugün ise mecliste 121 kadın milletvekili bulunmakta olup kadın temsil oranı %20,1'de kalmıştır. Ayrıca yerel yönetimlerde de kadın aday ve seçilen başkanların oranı oldukça düşüktür. Siyasi partilerin aday ve seçilen yetkili kurullarında kadınların temsil oranı da asla istenilen düzeyde değildir. Geçmişte birçok ülkeden daha önce elde ettiğimiz bu kazanımların devamı için yapmamız gereken, kadınların siyasette daha aktif rol alması, toplumda her iki cinsin eşit bireyler olarak kabul edilmesi ve seçme hakkı kadar seçilme hakkının da aynı düzeyde olmasıdır. Uygarlık yolundaki haklı mücadelemizi sürdürebilmemiz ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bu düşünceler ile kadınların seçme ve seçilme hakkının demokratik toplumların en temel unsurlarından biri olduğunu vurguluyor, 5 Aralık Kadın Hakları Günü'nü kutluyoruz.” Haber merkezi