Göbekli Tepe, tarihin derinliklerinden gelen bir sır gibi, arkeoloji dünyasını büyülemeye devam ediyor. Ancak, bu muazzam yapının kazı çalışmaları neden durduruldu iddiaları merak ediliyor? Peki, Göbekli Tepe kazısı neden durduruldu? İşte detaylar...
Göbekli Tepe kazısı neden durduruldu?
Göbekli Tepe kazısının durdurulduğuna dair net ve resmi bir açıklama bulunmamaktadır. Bazı sosyal medya hesaplarında, kazı çalışmalarının durdurulduğu, hatta yabancı güçler tarafından engellendiği yönünde iddialar yer almaktadır. Ancak bu iddiaların büyük bir kısmı asılsız olup, herhangi bir resmi kaynağa dayanmamaktadır.
Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarının durdurulduğuna dair ortaya atılan iddialar, Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul tarafından yalanlanmıştır. Karul, bu tür haberlerden duydukları üzüntüyü dile getirirken, kazı çalışmalarının devam ettiğini ve önemli bulgular elde etmeye devam ettiklerini belirtmiştir.
Göbekli Tepe
Göbekli Tepe, Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesinde bulunan ve dünyanın bilinen en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen bir arkeolojik sit alanıdır. Bu eşsiz yapının MÖ 9600-9500 yıllarına tarihlendiği tahmin edilmekte ve bu durum,insanlığın yerleşik hayata geçişinden önce karmaşık toplumsal ve dini yapıların var olduğunu göstermektedir.
UNESCO Dünya Mirası
Göbekli Tepe'nin bu kadar önemli olmasının bir diğer nedeni de 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiş olmasıdır. Bu sayede hem korunması sağlanmış hem de dünya genelinde tanıtılması kolaylaşmıştır.
Göbekli Tepe'de Ne Görülür?
T Şeklindeki Sütunlar: Göbekli Tepe'nin en karakteristik özelliği, T şeklindeki devasa sütunlarıdır. Bu sütunlar, o dönemdeki insanların taş işlemedeki ustalığını göstermektedir.
Hayvan Figürleri: Sütunlar üzerinde çeşitli hayvan figürleri bulunmaktadır. Bu figürler, o dönemdeki insanların doğayla olan ilişkilerini ve inanç sistemlerini yansıtmaktadır.
Geometrik Desenler: Sütunlar üzerindeki geometrik desenler, o dönemdeki insanların matematik ve geometri bilgisine sahip olduğunu göstermektedir.
Göbeklitepe Tarihi
Göbekli Tepe, arkeolojik dünyada büyük bir heyecan yaratmış bir bölgedir. İlk olarak 1963 yılında Türk ve Amerikan bilim adamlarının gerçekleştirdiği yüzey araştırmaları sırasında keşfedilmiştir. Bu önemli bulgular, 1980 yılında Peter Benedict tarafından yayımlanarak bilim dünyasının ilgisini çekmiştir.
Göbekli Tepe, Şanlıurfa'nın 15 km kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında, dağlık bir alanda yer almaktadır. Diğer Neolitik Dönem yerleşimlerinden farklı olarak, bu bölge bir vadi ya da ova kenarında değil, Harran Ovası'nı kuzeyde sınırlayan uzun bir yükselti silsilesi üzerinde, geniş bir görüş açısına sahip bir konumda bulunur. Yaklaşık 300 metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde olan bu alanın ilk keşfedildiği dönemlerde, kireçtaşı bloklarının bulunması sebebiyle buranın bir mezarlık olduğuna dair yanlış bir kanı oluşmuştur.
1995-2006 yılları arasında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün başkanlığında, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Harald Hauptmann ve daha sonra Dr. Klaus Schmidt'in liderliğinde kesintisiz kazı çalışmaları yapılmıştır. 2007 yılında bu çalışmalar, Bakanlar Kurulu kararıyla resmi kazı statüsüne kavuşmuştur.
Yapılan kazılar sonucunda, Göbekli Tepe'de dört farklı tabaka açığa çıkarılmıştır:
- I. Tabaka: Yüzey dolgusu olarak bilinen bu tabaka, tarım yapılan alanları temsil eder.
- II. A. Tabaka: M.Ö. 8.000-9.000 yıllarına tarihlenen dikilitaşlı köşeli yapılar bu tabakada bulunur. Bu yapılar, Nevali Çori'deki tapınak yapılarıyla benzerlik gösterdiği için kültle ilişkili yapılar olarak değerlendirilir. Aslanlı Yapı gibi önemli yapılar, dört dikilitaş üzerinde kabartma aslan motifleri içerir.
- II. B. Tabaka: Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'in geçiş tabakasıdır ve yuvarlak ya da oval planlı yapılar içerir.
- III. Tabaka: M.Ö. 9.000-10.000 yıllarına tarihlenir ve dikilitaşlarla çevrili büyük dairesel yapılarla dikkat çeker. Bu yapılar, ölü kültüyle ilgili olabileceği düşünülen T biçimli dikilitaşların dairesel şekilde dizilmesiyle oluşturulmuştur.
Göbekli Tepe'de şu ana kadar dört büyük anıtsal yapı açığa çıkarılmıştır. Jeomanyetik ölçümler, bu bölgede en az 20 anıtsal yapının bulunduğunu ortaya koymuştur. Dikilitaşlar, çevredeki kayalardan kesilerek temin edilmiştir ve bazı işlenmemiş dikilitaşlar hala görülebilir. Bu taşlar üzerinde, yılan, tilki, yaban domuzu ve kuş gibi çeşitli hayvan tasvirleri yer alır. Bazı taşlarda stilize edilmiş insan figürleri görülür, bu figürlerin başka bir boyutun varlıklarını temsil ettiği öne sürülmektedir.
Göbekli Tepe'de yapılan kazılarda, yabani ve yırtıcı hayvan heykelleri, çakmaktaşından aletler, taştan boncuklar ve küçük figürinler gibi birçok buluntu ortaya çıkmıştır. Bu buluntular, bu bölgenin avcılık ve hayvancılıkla geçindiğini, tarımın ise henüz yapılmadığını gösterir.
Göbeklitepe neden bu kadar önemli?
Göbekli Tepe'nin en eski tabakası olan III. Tabaka'nın tarihi, yaklaşık M.Ö. 10.000 yılına kadar uzandığı belirtilmektedir. Henüz ana toprağa ulaşılamamış olup, gelecekteki kazılar bu bölgedeki yaşamı daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. Göbekli Tepe, büyük bir organizasyon ve uzun bir zaman dilimi boyunca yapılan çalışmalarıyla, Taş Çağı insanlarının karmaşık sosyal yapısını ve inanç sistemlerini yansıtan önemli bir arkeolojik alan olarak kabul edilmektedir.