Miss Turkey 2024 birincisi İdil Bilgen’in güzelliği eleştirilirken, psikolog Zeynep Kamber, medyayla birlikte alışılan güzellikler gözler önündeyken, farklılığa karşı bir direnç gösterildiğini söyledi.

“Sorgulanabilir”

‘Beden yaşam boyunca değişim geçirirken, algılarımız da bu değişime uyum sağlar. Her toplumda bedenin fiziksel ve biçimsel özellikleri sosyal etiketleme üzerinde etkili olur’ diyen Kamber, sözlerini şöyle sürdürdü; “Son günlerde haberlerde sıkça karşılaştığımız 2024 Miss Turkey yarışması birincisine yapılan yorumlar, güzellik algısının günümüzde birçok kişinin ötekinin bakış açısıyla değerlendirildiğini gösteriyor. Güzellik hakkında konuşurken, zihnimiz birebir aynı süreçlerden mi geçiyor, hepimizin idealinin aynı olup olmadığı ve bu idealin ne kadar standartlaştırılabilir olduğu sorgulanabilir. Bu eleştirilerde, değerli ve anlamlı olanın kişinin kendini nasıl gördüğünden ziyade, sistemin kendisini nasıl gördüğüne odaklandığı sonucuna varabiliriz. Yaratıcılık ve özgünlük bu noktada nerede duruyor? Estetik, özgünlük ve yaratıcılıktan ayrışıp tekdüzelik yolunda ilerlerse neler olabilir?

“Farklılığa karşı direnç gösteriyoruz”

Nermin Yıldırım’ın belirttiği gibi, birey kendine benzemeyenlerden korktuğu kadar, başkalarına benzeyememekten de endişe duyar. Medyayla birlikte alıştığımız güzellikler gözler önündeyken, farklılığa karşı bir direnç gösteriyoruz; değişime uyum sağlamak zorlayıcı olabilir. Beğeni butonları ve etkileşimler, aslında sistemin içerisindeki güzellikleri biçimlendirir. Antik çağlarda ruh güzelliğini öne çıkaran düşünce anlayışı, artık beden ve beden güzelliğine odaklanmıştır. Beden üzerinden etiketlemeler, insanın kendi bedenindeki sınırlarının yanı sıra, diğerleriyle olan sınırlarını da belirler.”

“Tezatlıkları barındırıyor”

Kamber, “Medyanın imkansız gibi görünen kusursuzluğu gözler önüne sermesi, bir yandan herkesin kusur aramasına yol açar ve tezatlıkları barındırır. Referans olarak aldığımız bedenlere karşı, kendi benliğimizde adeta bir yabancılaşma yaşarız. Sanat eleştirmenlerinden John Berger’in belirttiği gibi, günümüzde kendi görüntümüzü seyretme teknolojik olarak hayatımızdadır. Kişinin kendi fotoğraf ve videolarını seyretmesi, narsisistik bir doyuma ve varoluşunda iz bırakmaya yönelik bir araç olabilirken, aynı zamanda kendim olmayan birisini kendime taşıtma çatışması da yaşanabilir. Bu durumların psikolojik etkileriyle başa çıkabilmek için, kabul üzerine çalışmalar yapmak, psikolojik danışmanlık ve terapi bu süreçte bireylere destek olabilir ve kendilik algısını güçlendirebilir. Ayrıca, medya tüketiminde bilinçli seçimler yaparak, güzellik algısındaki kalıpları sorgulamak ve kişisel değerlerimize odaklanmak ruhsal sağlığı destekleyen önemli noktalardır.” diyerek sözlerini tamamladı.

Tevfik Kul-Özel Haber

Editör: Tevfik Kul