Ekonomik gelişme aşamalarına göre kadının toplumdaki yeri değişiyor. Toplumların gelişmesi üretim yapılarına göre şekil alıyor. Toprağa bağlı üretim, Sermayeye bağlı üretim, Bilgiye bağlı üretim aşamalarına göre sosyo-ekonomik yapı gelişiyor.
Tarım toplumlarında kadın ikinci sınıf insan sayılıyor. Sanayi toplumunda kadın erkek eşitliği kuruluyor. Bilgi toplumunda, kadın öne geçiyor. Nedenlerini, daha önceden yazdığım başka bir makalede açıkladım. Merak eden, sayfama girip okuyabilir.
Ancak, Türk Toplumunda kadının yeri hiç değişmeden günümüze kadar geldi. Arkeologlar, Ertrüsklerin Türk olduğunu, kadının yerine bakarak anladılar. Etrüskler, Roma İmparatorluğunu kuran millet. Kadın-erkek ayırımı yapmıyor. Kadını el üstünde tutuyor. Roma’da, Etrüsk gelenekleri devam etti. Ne zaman ki, Yunanistan feth edildi. Yunan etkisi Roma’ya da egemen oldu. Yunanlılar, kadını ikinci sınıf insan sayıyordu.
Her ne kadar, Arap kültürü, 932 yılından beri Türkleri etkilemiş ise de, Anadolu’da ve Türk Dünyasında kadının yeri değişmedi. Türkler ''Yuvayı dişi kuş yapar'' diyor. Çadırın ve evin direği olarak kadını görüyor.
Sümer Medeniyetinin Türkler gibi kadına değer verdiği anlaşıldı. Arkeologlar, bu kuraldan hareket ederek, Sümerlilerin Turani bir millet oluğunu ilan ettiler. Sonradan anlaşıldı ki, Sümerliler Türkçe konuşuyor. Şu anda kullandığımız bin kelime aynen Sümer lisanında mevcut. Sıradan bir Amerikalı, 300 ingilizce kelime ile konuşup anlaşıyor.
Siyasal İslam işin farkında. Kadınları ikinci sınıf insan yerine koymanın dini ve hukuki alt yapısını hazırlıyor. Ancak, tarihi bir süreci hatırlatmak isterim. Osmanlı,400 yıl uğraştı ve sonucu değiştiremedi.
Türk kadının özgürlüğü, Tomris Hatundan geliyor. Tomris Hatun M.Ö. 6. yüzyılda Türklerin Kraliçesi idi ve İran Şahını savaşta yenmeyi becermişti. Türk kadınından asker olur. Türk kadınından, komutan olur. Türk kadınından, devlet başkanı olur. Bu gelenek, yazılı tarihin başlangıcından beri biliniyor.