Köleliğe karşı mücadele eden, Amerikalı HURRİET TUBMAN (1822-1913) ''En büyük zorluk, bir köleyi, köle olmadığına ikna etmektir'' diyordu. Çünkü, insan köle olarak yaratılmış ve yaşamını köle olarak devam ettiriyor. Medeniyet ilerledikçe kölelik, şekil değiştiriyor. Ancak, insanlar köle olduklarının farkında dahi değiller.
Kölelik dört aşamalı gelişme göstermiştir.
Birinci aşamada, Sümerlilere ait yaratılış teorisi var. İkinci aşamada, toprak köleliği geliyor. Onu sanayi köleleri takip ediyor. Günümüzde, kredi köleliği yaşanıyor.
1. Antik SÜMER ve İnsan
Sümer Medeniyeti, Milattan önce 6000-2000 yılları arasında, Mezopotomya’da varlığını sürdürmüştür. Sümerliler ''İnsanlar, tanrılara hizmet etmek amacıyla yaratıldı'' diye tabletlere yazmışlar.
Sümerliler, gökten geldiğine inandıkları insanımsı yaratıkları ''tanrı'' diye tanımlamışlar. Tanrıların dünyaya geliş amacı, altın toplamak. Sudaki altın kolay alıyorlar. Sudaki altın tükenince karadakileri toplamaya başlıyorlar. Sayıları az olduğu için, madenlerden altın çıkarmakta zorlanıyorlar. Acil işçiye ihtiyaçları var.
O dönemde, dünyada bir canlı mevcut. Bu canlının ''KOLLARI BACAKLRINDAN'' uzun. Çalışacak durumda değil. Kolları bacaklarından uzun canlıya, genetik müdahale yaparak, çalışacak işçi durumuna getiriyorlar. Yarattıkları bu işçiler, binlerce yıl, altın madenlerinde çalışıyor.
Köle olarak kullanılan insanlar ''gökten inenlere'' tanrı diyor. İnsanlar ''tanrılara hizmet etmek amacıyla yaratıldıklarına'' inanıyor. İnandıkları için de, koşulsuz şartsız, tanrılara hizmet ediyorlar. .
Aradan binlerce yıl geçiyor. Dünyaya bir gezegen yaklaşıyor. Yaklaşan gezegen yüzünden dünya ısınıyor ve buzlar çözülüyor. TUFAN oluşuyor. Madenler su ile doluyor. Kullanılamaz hale geliyor. Tanrılar dünyayı terk ediyor. Geride kalan insanlar, kaderleri ile baş başa kalıyor. Genlerinde kölelik olduğu için, insanoğlu efendi aramaya başlıyor. İlk efendiler din adamları olmuştur.
2. Toprak Köleleri
Yerleşik yaşama geçen insanlar, köleliği kurum haline getirdiler. Savaş esirleri ve esirlerden doğanlar KÖLE olarak yaşamlarını sürdürdü. Toprakta üretim zor olduğu için, tarımsal üretim aşamasında kölelik yaşam biçimine dönüşmüştür. Kölelik, sanayi üretimine geçilince, kendiliğinden şekil değiştirdi. Sanayi Köleleri ortaya çıktı.
3. Sanayi Köleleri Dönemi
Sanayi üretimi, makine ile yapılan üretimdir. Makineye zarar vermemek için, köle yerine hür işçi kullanmak gereği doğmuştur. Toprak köleleri zamanla, sanayi işçisine dönüştüler.
Sanayi işçisinin en önemli sorunu ''Kendini yeniden üretecek ücret seviyesine sahip olması'' idi. Çünkü, ücret ile işletme karlılığı arasında zıt ilişki vardır. Ücretler düştükçe kar artıyor. Bu zıtlaşma, ücretlerin ''asgari geçim seviyesinde'' kalmasına neden oldu. Ve ekonomik anlamda, sanayi köleleri ortaya çıktı.
Sanayiye teknoloji giriyor ve verim artıyordu. Artan verim sayesinde, ücretler de artıyordu. İşçiler tasarruf etmeye başladılar. Tasarruf ile ekonomik özgürlük arasındaki bağın fark edilmesi gecikmedi. İşçiler daha az ücrete razı olmuyordu. Çare arandı ve işçilerin tasarruf etmelerini engelleyici düzen kuruldu. Bunun için, tüketim kalıplarının değiştirmek yeterliydi. Zira, daha fazla tüketim, daha az tasarruf anlamına geliyordu.
Moda, reklam ve sosyalleşme süreci ile, çalışanlar daha çok tüketmeye başladılar. Gelirleri yetmez oldu. Gelir yetmeyince, borçlandılar. Kredi köleleri ortaya çıktı.
4. Kredi Köleleri Dönemi
Tüketim kalıplarındaki değişiklik ve artış insanları kredi kullanmaya zorluyor. İnsanlar ev almak istiyor, araba almak istiyor, seyahat yapmak istiyor, sağlığına daha çok para harcamak istiyor ve kredi kullanıyor. Bankalar, kredi kartı veren şirketler, pusuda bekliyor.
İnsanlara, kredi numarası verildi. Kredi nosu belli bir seviyenin altına düşenlere kredi verilmiyor. Kredi notunu yükseltmek için, borçların ödenmesi gerekiyor. Borç ödemek için, insanlar, işine dört elle sarılıyor. Kredi kölesi olarak yaşamını tamamlıyor.