Ordu Devlet Hastanesi, Hematoloji Uzmanı Dr. Merve Kestane; lenfoma, diğer adıyla lenf kanseri hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Uzman Dr. Merve Kestane, “Lenf bezleri vücudumuzun değişik bölgelerinde bulunan ve bağışıklık sistemimizin önemli bir parçasıdır. Lenfomalar; lenfoid organlarda doğal olarak bulunan lenfosit adı verilen hücrelerden gelişen kötü huylu lenf bezi hastalığıdır.” dedi.
80’den fazla alt tipi var
Doktor Kestane, “Çocukluk çağında en sık 5-10 yaş arasında görülür. Yetişkinlerde ise hodgkin lenfoma erkeklerde daha sık görülürken özellikle genç erişkin denilen 15-34 yaş ve 55 yaş üstü sık ortaya çıkar. Hodgkin dışı lenfomanın ise yaş ile birlikte görülme sıklığı artmaktadır. Lenfomalar başlıca hodgkin lenfoma ve hodgkin dışı lenfoma olmak üzere ikiye ayrılmakla birlikte 80’den fazla alt tipi vardır. Hastalar farklı klinik ve şikâyetler ile başvurmaktadır.” dedi.
Belirtiler önem taşıyor
Lenfomada erken teşhisin zorluğuna değinen Kestane, “Maalesef lenfomalar için erken teşhise yönelik kabul edilmiş bir tarama metodu bulunmamaktadır. Bu nedenle kişinin lenfoma belirtilerini bilmesi ve bunları tespit etmesi halinde sağlık kuruluşuna başvurması büyük önem taşımaktadır.” diye vurguladı.
Sebebi bilinmeyen ateş lenfoma olabilir
Uzman Dr. Merve Kestane, teşhis için belirtilerin önem taşıdığını belirterek, “Sıklıkla koltukaltı, boyun, kasık bölgesinde oluşan genellikle ağrısız ve hareketsiz lenf bezi büyümesi, splenomegali dediğimiz dalak büyümesi, son altı ayda mevcut ağırlığının yüzde 10 dan fazlası sayılabilecek kilo kaybı, çamaşır veya çarşaf değiştirecek şekilde yaşanan gece terlemesi, 38 dereceyi aşan ve sebebi bilinmeyen ateş, halsizlik, baş ağrısı ve nefes darlığı en bilinen belirtilerdir.” dedi.
Erken tanı tedavi başarısını belirliyor
Lenfoma tanısının, büyüyen lenf bezinin cerrahi işlemle çıkartılarak yapılacak olan patolojik inceleme ile konulduğunu ifade eden Doktor Kestane, “Lenfoma tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Birçok olguda tedavi tam şifa ile sonuçlanmaktadır. Erken tanı tedavi başarısını belirleyen en önemli faktörlerdendir. Kemoterapi, radyoterapi ve kök hücre nakli sayesinde günümüzde tedavi edilebilir kanserler arasındadır. Hedefe yönelik moleküllerin kullanımı ile daha az yan etki ile daha başarılı yanıtlar alınabilmektedir.” diye konuştu.