Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 338,3 ile limonda görüldüğünü açıklayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Limondaki fiyat farkını yüzde 232 ile kuru soğan, yüzde 216,1 ile elma, yüzde 197,3 ile kırmızı mercimek, yüzde 192 ile maydanoz ve yüzde 188,3 ile havuç takip etti.

Limon 4,4 kat, kuru soğan 3,3 kat, elma 3,2 kat, kırmızı mercimek 3 kat, maydanoz ve havuç 2,9 kat fazlaya satıldı. Üreticide 4 lira 46 kuruş olan limon 19 lira 55 kuruşa, 4 lira 81 kuruş olan kuru soğan 15 lira 97 kuruşa, 8 lira 70 kuruş olan elma 27 lira 50 kuruşa, 17 lira 50 kuruş olan kırmızı mercimek 52 lira 02 kuruşa, 4 lira 21 kuruş olan maydanoz 12 lira 31 kuruşa, 9 lira olan havuç 25 lira 95 kuruşa markette satıldı.”

 Markette fındık fiyatı artışta

“Eylül ayında markette 37 ürünün 29’unda fiyat artışı, 7’sinde fiyat azalışı görülürken,1 üründe fiyat değişimi yaşanmadı. Eylül ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile fındık oldu. Fındıktaki fiyat artışını yüzde 26,8 ile kuru kayısı, yüzde 25,6 ile şeftali, yüzde 25 ile kırmızı mercimek, yüzde 22,3 ile yumurta takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,6 ile yeşil mercimek oldu. Yeşil mercimekteki fiyat düşüşünü yüzde 11,5 ile patlıcan, yüzde 4 ile domates, yüzde 3,9 ile kuru üzüm izledi.”

 Üretici emeğinin karşılığını alamıyor

“Eylül ayında üreticide 29 ürününün 21’inde fiyat artışı olurken, 7’sinde fiyat düşüşü görüldü. 1 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında kuru kayısıda fiyat değişimi olmadı.

Geçen ay 8 lira olan limon fiyatları yüzde 44,3 azalışla 4,46 liraya düştü. Marketlerde ise 19,47 liradan 19,55 liraya çıktı. 4,4 kat fazlaya tüketiciye satıldı. Pazarlama sıkıntısı yaşayan üreticilerimiz emeğinin karşılığını alamazken, artan market fiyatları nedeniyle üreticideki bu düşüş tüketiciye yansımadı. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 19,5 ile patlıcan, yüzde 12,3 ile patates, yüzde 11,2 ile domates izledi. 

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 109,1 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 100 ile kuru üzüm, yüzde 74 ile elma, yüzde 64,3 ile kuru fasulye ve yüzde 50 ile havuç takip etti.”

 Üretici fiyat değişiminin nedenleri

“Limonda olumlu iklim koşulları rekoltenin yükselmesine, fiyatların düşmesine sebep oldu. Patlıcan, patates ve domateste arz artışları fiyatlara düşüş olarak yansıdı. Kuru üzümdeki yüksek fiyat, ürünün yeni sezona ait olması ve yaşanan doğal afetler nedeniyle arzdaki azalmadan ortaya çıktı. Kuru incirdeki fiyat artışı ürünün yeni sezona ait olmasından kaynaklandı. Elma, kuru fasulye, nohut, pirinçteki yüksek fiyat, ürünün yeni sezona ait olması ve maliyetlerin geçen yıla göre artmasından meydana geldi. Yazlık hasadın sona ermesi ile havuç fiyatlarında artış görüldü.”

 “Mazotta fiyat artışı devam ediyor”

“Mazot fiyatı son bir ayda yüzde 5,9, son bir yıla göre ise yüzde 75,5 oranında arttı. Mazot tüketiminin arttığı bir döneme giriyoruz. Üretici bir yandan hasat ettiği ürününü taşımada mazot kullanırken, diğer yandan kışlık ekilecek ürünler için önemli ölçüde mazot tüketecek. Türkiye kişi başına ortalama gelirinin sadece üçte birini kazanan üretici için mazot fiyatlarının ucuz sağlanması veya mazota verilen desteğin önemli ölçüde artırılması gerekiyor. Her yapılan zamdan sonra mazot fiyatına bağlanan destekler eriyor. Bu nedenle mazota ek destek verilmesi gerekiyor. Devletimiz bu desteği rahatlıkla sağlayabilir. Zaten ÖTV ve KDV ile üreticiden alınan vergi toplam tarımsal desteklerin finansmanının üçte ikisini karşılıyor.”

 “Gübre desteklerinin artırılması gerekiyor”

“Aylık bazda fiyat düşüşü görülmesine rağmen, yıllık olarak gübre fiyatlarının yüksekliği devam ediyor. Üretici bu fiyatları karşılamakta zorluk çekiyor. Fiyatların yüksekliğini gören üretici yetersiz gübre kullanıyor. Bu durum üretim miktarını ve kaliteyi etkiliyor. Gübre tüketim rakamları bu gerçeği doğruluyor.

2020 yılında 7,1 milyon ton gübre kullanan üreticilerimiz 2021 yılında 6,4 milyon ton, 2022 yılında ise 5,9 milyon ton gübre kullandı.

Gübrede yıllardır dekar başına çok düşük kalan destek miktarı maalesef 2023 desteklerinde de aynı akıbeti yaşadı. Gübre desteklerinde artış yapılmadı. Gübre desteklerinin artırılması gübre kullanımını yükseltecek, verim ve kalitede artış sağlanacaktır. Verim ve kalitede artış sağlayamadığımız sürece özellikle hububatta ithalatçı bir ülke olmaktan kurtulamayacağımız açıktır.”