Aslında böyle bir ikilem yoktur; olmamalıdır.
Yani birisi diğerinin "muadili" değildir.
Erdoğan'ın C.Başkanı olarak köşke çıktı, hedefinde de başkanlık sistemi var.
Sayın Erdoğan sanki BAŞKANLIK sistemini meclisi, kamu yönetimini ve legal atanmışları kenara çekip, muhtarlar, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri gibi noktalar üzerinden muktedir olmaya çalışıyor.
Her ne kadar "ben tarafsız olmayacağım" dese de Ak Parti il başkanlarını, Ak Parti grubunu, belediye başkanlarını toplayıp (şimdilik) şekil veremiyor. Valileri, büyükelçileri, emniyet müdürlerini toplayamıyor. Muhtarları saraya çağırıyor, onların üzerinden tabana inmeye, mesaj vermeye çalışıyor.
Federasyon Başkanı Ordulu hemşerimiz Hüseyin Akdeniz'in "Cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanlığı sarayında yaptığı 3. Muhtarlar toplantısında, muhtarlarımızın taleplerini görmezden gelen herkesi buradan ikaz ediyorum, sözlerini kullanarak önlerini açmaya çalışsa da muhtarların yetkisizlikleri, etkisizlikleri canlarını sıkıyor. Ordu'daki uygulamadan biliyoruz ki, hepsi dertli.
Muhtarlar, "Muhtar Bilgi Sistemi" üzerinden taleplerine kulak asmayan Belediye Başkanlarını, Kaymakamları, Valileri İçişleri Bakanlığına şikayet edebilecekler. Yani muhtar kendini sıkıntıya sokanı yine kendini sıkıntıya sokanların amirlerine şikayet edecekmiş!
İKİ KONUŞMA
"Muhtarlarımız hem kamu yönetiminin hem de demokratik sistemin ilk basamağıdır. Daha doğrusu demokrasi yerelde başlar,sizde başlar. Halen uygulamalarda bir takım sıkıntılar var. Bunları gidermek için İçişleri Bakanlığımız yeni bir sistem geliştirdi. Adı Muhtar Bilgi Sistemi. Bu sistemle muhtarlarımızın taleplerine kulak asmayan Belediye Başkanları, Kaymakamları, Valileri İçişleri Bakanlığımız doğrudan görüp takip edecek. Onlara zorluk çıkartan, taleplerini görmezden gelen herkesi de buradan ikaz ediyorum. Muhtarı karşısına alan mahalleyi de karşısına alır. Milleti karşısına alanın iflahı mümkün değildir. Akıllı idarecinin yapacağı iş muhtarımızın mahallesi için, mahalle halkı için kendisine getirdiği tüm talepleri dikkatle dinlemek ve gereğini yerine getirmektir. Benden söylemesi..."
R.Tayyip Erdoğan C.Başkanı
"Vatandaşımız birinin göğsüne dayanıp ağlamak istiyorsa valinin göğsüne dayanacak. Başkasını aramayacak. Akrabasını aramayacak. Siz olacaksınız ve sizin göğsünüze kafasını koyacak ve ağlayacak. Onun için hizmet ederken, ister su götürün, ister sağlık hizmeti, ister yol götürün, o yolun ilk geçen arabası sizin arabanız olacak. Sizler hem halkla iyi iletişim kuracaksınız, ama nasıl siz merkezi yönetimle vilayet arasında bir irtibatsanız, halkla sizin aranızdaki irtibatı sağlayacak olanlar da o vilayetin eşrafıdır, eski tabiriyle. Şimdiki tabiri sivil toplum kuruluşlarıdır, kanaat önderleridir, odalardır, o halkın saygı duyduğu her kurum, her kişidir tabiri caizse."
Başbakan Ahmet Davutoğlu
