2400 yıl önce, Platon “Bilinen ya da bilinmeyen her şeyin ölçüsü insandır” diyordu. İnsanı ölçü aldığınız zaman Olguları anlamak ve bilinmeyeni bilmek mümkün oluyor.
Örneğin, etrafınızdaki insan yapımı eşyaya bakın. Insanı ölçü alarak yapılmıştır. Bundan 200 yıl önce uçak yoktu. Uçaklar, insanı ölçü alarak yapılıyor.
İnsan doğar büyür ve ölür. İnsan yaşamı, Matematikteki ÇAN EĞRİSİNE benziyor. Çan eğrisi, olguların tamamına egemendir. Demek ki, insana bakarak oguları anlamak mümkün.
İnsan yaşlanıyor ve çürüyor. Çürüme kaçınılmaz. Çürüme, doğaya, sosyo-ekonomik olgulara da egemen. Metaller yoruluyor ve çürüyor. Güneş dahi enerjisini kaybediyor.
İnsan, kadın-erkek diye ayrışıyor. Herkesin kadın olduğu bir toplumda insan var olamaz. Bu kural herkesin erkek olduğu toplum için de geçerlidir. İnsanın varlığı, zıttına bağımlıdır. Olgular da benzerdir. Zıttı olmayanın varlığından söz edilemez.
Her şeyin bir işlevi vardır. Göz görmek için, kulak duymak için yaratılmıştır. Soru şudur. İnsanın işlevi nedir?
İnsanın işlevini bildiğimiz taktirde, tüm sorunları çozmemiz olası görülüyor.
İnsan niçin yaratıldı ve ne işe yarıyor, diğer bir deyimle işlevi nedir sorusuna yorumlarınız bekleniyor.