Öncelikleri vardır insanın. Yaşamam gerekenler bunlar deyip sıraladığı öncelikler var mesela. Ruhunun sesini dinleyip kendini rahatlatma çabaları vardır. Birde yapamadıkları. Ve sürekli hayalini kurdukları vardır insanın…
Her sabah kendine verdiği telkinlerle uyanıp, hiç birini yerine getirememekle gözlerini kapadığı günler vardır. Genç-yaşlı, evli-bekâr, çalışan ya da işsiz hiç fark etmez. Hayal kırıklıklarıyla dolu günleri vardır insanın. Umut hep vardır. Umutsuzluktan arta kalan zamanlarda… 
Yaşamak dediğin nefes alıp vermenin arasına sıkışan saniyelik zaman dilimi. Varla yok arası. Alıp da verememek, verip de alamamak gibi bir şey. Garip. Huzursuz. Arsız ve yersiz .
Durum vahim ve durum çok kritik. Zaman gittikçe arsızlaşıyor ve öncelikleri yer değiştiriyor insanın. Sadece yer değiştirmekle kalsa yine iyi. Değişiyor. Evrim geçiriyor. Hatırlanıyor, unutulmuyor ama gerçekleştirilemiyor da.
Aynı şarkıyı art arda dinlemek gibi bir şey mesela. Hadi bu defa tamam deyip yine kasedi başa sarmak gibi bir şey. 
Karamsar olmak benim suçum değil. Yaşadığımız dünyanın kaderi bu belki de. Belki de ömrümüze bu biçilmiştir. Bilemeyiz ki. Sabaha ne olacağını, akşamın ne getireceğini, vademizin ne zaman biteceğini kim bilebilir ki? Bu nedenle önceliklerimiz nasıl şekillenir? Bana, sana, ona göre değil; dünyanın kaderine göredir belki.
Öncelikleri vardır insanın. Kendini düşünmek yerine düşündüğü öncelikli kişileri vardır. Canından can alan insanlar vardır insanın. Saçının teline zarar gelmesini istemeği ruhunun ikizi vardır insanın. Bir eşi, bir sırdaşı, bir yoldaşı vardır insanın. Önceliklerinin iptalini onayıp, gönül meclisinden geçirdiği tek bir önceliği vardır insanın. Dünyasının merkezi vardır. Sen onun uydusu olursun. Etrafında döner durursun. 
Ruhun incinir belki.
Kırılırsın da azıcık.
Ama kıyamazsın. Sesin çıkmaz. Çıkamaz. Onun istediğine bağlarsın tüm konuları. Yeter ki o mutlu olsundu. Önceliğin oydu. Oysa sen!
‘Belki bir gün’lere sığınıp, yaşamak dediğimiz nefes alış veriş aralarına kendini sıkıştırmaktır önceliklerini umut etmek.
Umut hep vardır dedim ya hani! 
Umut hep vardır, umutsuzluklardan arta kalan zamanlarda…
Sen yeter ki umudunu öncelikler listenin bir numarasına yerleştir. O seni bulacaktır nasıl olsa.