2024 Dünya Risk Endeksi’ne göre Türkiye’nin, afet riskinin "çok yüksek" olduğu ülkeler kategorisinde yer aldığını aktaran Yılmaz, “Doğal felaketler konusunda 193 ülkenin mercek altına alındığı endekse göre listenin ilk 41 ülkesi "çok yüksek riskin" bulunduğu ülkeler olarak sayılıyor. 35. sırada yer alan Türkiye de, "çok yüksek riskli" ülkeler kategorisinde bulunuyor. Bunda en etkili faktörün de felaketlerle baş etme kapasitesindeki yetersizlik olduğu belirtiliyor. Deprem olmadan depremi, Sel ve heyelan olmadan sel ve heyelan risklerini konuşmamız gerekiyor. Kısacası doğal afetler noktasında Yüksek riskli ülkeler arasında olan ülkemizde doğal afetler her daim gündemimizde olmalı.” Şeklinde konuştu.
“Acilen masaya yatırılmalı”
‘Depremi gündemimize almak ve afete dirençli kentler oluşturmak için yeni bir depremi beklememeliyiz’ diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü; “2023 Temmuz’unda ilimizde yaşanan sel afeti sonrasını hatırlayalım lütfen. Büyükşehir belediyesi yaşanan afet sonrası yaptığı açıklamalar ile kentin sele karşı durumunu gözler önüne sermiş ve yapılacak çalışmalar ile gündem olmuştu. Sorumluluk bilinci ile bu süre zarfında yapılan ve yapılacak çalışmaların kamuoyu adına takipçisiyiz. Afete dirençli kent anlayışı ile Altınordu’nun içinden geçen 14 dereye kurulacağı söylenilen sel kapanlarının kaç tanesi kuruldu ve çalışmalar hangi aşamadadır. Bir diğer husus yine aynı dönem Afet dirençli kentler oluşturmak maksadı ile yapılan imar planı revizyonunda afetlere karşı hangi mekânsal plan kararları alınmıştır. Altınordu’da yerel yönetimlerimiz önderliğinde bu zamana kadar kaç adet konutun kentsel dönüşümü yapılmıştır. Yapı stoğunun ne kadarı depreme dayanıklı ne kadarı acil dönüşmesi gereken yapı durumundadır. Yeni bir afetle karşılaşmadan bu konuların masaya yatırılmalı ve gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Yapılan çalışmaları kamuoyu adına sormak ve takip etmek zorundayız. Aksi halde afet sonrası başarılı kurtarma çalışmaları ile övünmekten öte gidemeyiz.”
Tevfik Kul