Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı’nda çeşitli parti, dernek ve sendikaların da katıldığı basın açıklamasında Katırcıoğlu, “’Doğada var olan tek canlı insan değildir. Yaşam her canlı için en doğal haktır. Nitekim kediler ve köpekler birçok insanın hayatında özel bir yer oluşturur.
Köpekler ve kediler yüzyıllar önce evcilleştirilen can dostlarımızdandır. Sokak hayvanı diye bir hayvan yoktur, sokak çocuklarının olmadığı gibi!!! Sokakta yaşayan hayvanlar vardır. Bunlar doğada tek başına yaşayamazlar. Sokakta yaşayan hayvanlarda inanılmaz bir nüfus var. Çok hızlı çoğalıyor.” dedi.
Yeni yasa değil, imzanıza sahip çıkın
Katırcıoğlu, “2019 yılında bu sorunla ilgili bir komisyon kurulmuştu. AKP’nin de içinde bulunduğu 5 parti tarafından bir rapor hazırlandı; 55 maddeden oluşan bir rapor. Hayvan hakları fonu kuruldu, bir yıl içinde hayvan sayıları ve kısırlaştırma, barınaklara gereken destekleri verme önerilmiş. Bu dört yıl süresince hiçbir şey yapılmamış, öneriler dikkate alınmamıştır.
İktidar bu konuda hiç bir şey yapmadı. Ne kısırlaştırma ne barınak ne de kaynak aktarımı. Sokakta yaşayan hayvanlar hızla çoğaldı. Bu hayvanların barınaklara alınması ve 30 gün içinde sahiplendirilememesi durumunda uyutulmaları yönünde bir modelin hayata geçirileceğini söylüyorlar. Son günlerde bu sahipsiz hayvanların uyutulmasından söz ediliyor yani öldürülmesinden. Bunu söylerken bile utanıyorum. Bir canlıyı öldürmek ne dine ne de insanlığa sığar. İlerde bunun hesabını torunlarımıza çocuklarımıza nasıl vereceğiz. Öldürmek çözüm olamaz bunu asla kabul etmiyoruz.” diyerek iktidarı eleştirdi.
Çözüm var
Öldürme sözcüğünü bile kullanamıyorlar anacak katliam yapıyorlar diyen Katırcıoğlu, “Uyutma diyoruz, çocuklar etkilenmesin, vicdanları sızlamasın diye. Öldürmek, katletmek, söylerken bile ne kadar ağır geliyor insana. TBB ülkemiz tarihinde görülmemiş bir hayvan katliamı yaşanacağını söylüyor. Pek çok ayette de bütün canlılar ümmettir deniyor, canlılara merhamet etmeleri söyleniyor. 2017 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı “Asla canlılara, köpeklere dokunulmaz. Kuduz ya da herhangi hastalığı olan hayvana uyutma yapılabilir.” diye fetva vermişti. Yedi yılda ne değişti, aynı dinin mensubu değil miyiz? İslam’ın mantığında bütün canlılara saygı vardır. Günahkar bir kadının kuyudan su çekip hayvanlara su verdiği için tüm günahlarının bağışlandığını anlatan dini öyküler anlatırdı büyüklerimiz” dedi.
Bütçe ayırın kısırlaştırmayla başlayın
Çözümün öldürme olmadığını söyleyen Katırcıoğlu, “Peki, biz çocuklarımıza torunlarımıza ne anlatacağız? Bu canlıları katletmenin hakkını nerden alıyorsunuz? Onları öldürmek çözüm değildir. Daha önce altına imza attıkları raporlara sahip çıksınlar, gereken önlemleri alsınlar.
Toplayın, barınaklar yapın, kısırlaştırın. Üretim tesislerini ve çoğalmaya önlem alın, satılmalarını engelleyin. “Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” demiş Mahatma Gandi. Bir canlıyı öldüren başka bir canlıyı da öldürür.
Ekosistemi birlikte paylaştığımız hayvanlara sahip çıkalım. İnsan olabilmenin yolu yaratılmış olan her şeye sevgi ve merhamet duyabilmektir. Bu düzenleme bir kara leke olacaktır. Hayvanları sevmeyen insanları da sevmez. Bu günaha ortak olmak istemiyoruz. Uyutma, ötanazi, katliam. ADINA HER NE DİYORSANIZ. BIRAKIN HAYVANLARLA UĞRAŞMAYI. İNSAN OLMAYA ÇALIŞIN!
Can dostlarımızı rahat bırakın, bilinen çözümlere başlayın.” çağrısı yaptı.