Ordu Altınordu 19 Eylül Ortaokulu önünden Ceren Özdemir Meydanına yürüyen Eğitim Sen Ordu Şubesi ve Ordu Demokrasi Platformu üyeleri, sloganlar atarak yeni müfredata tepki gösterdiler.

Grup adına konuşma yapan Eğitim Bir Sen Ordu Şubesi Başkanı Nursen Kaymaz şu ifadelere yer verdi:
"Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), geçtiğimiz yıllar içinde defalarca değiştirilen, eğitim müfredatında bir kez daha kapsamlı değişiklikler yapmış ve taslak programları yayınlamıştır. 2024/2025 eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1. 5. ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak olan müfredat gibi önemli bir konuda yapılan hazırlıkların eğitim alanında örgütlü sendikalar ve kamuoyundan uzak şekilde gerçekleştirilmiştir.
Müfredat hazırlıklarının kimler tarafından yapıldığı ve nasıl geliştirildiği, hangi komisyonların ve kurumların (dernek, vakıf vb) bu komisyonlarda görev aldığı, programı geliştiren bireylerin yetkinlikleri ve uzmanlık alanlarının ne olduğu kamuoyu ile açık olarak paylaşılmamıştır.

Şeffaf değiller

Müfredat değişiklik sürecinin kamuoyuna açık ve şeffaf şekilde yürütülmemiş olması yeni müfredata yönelik tepkilerin haklılığını ortaya koymaktadır. Normal koşullarda müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmiştir. Hazırlıklarının on yıl sürdüğü açıklanan müfredat değişiklikleri için sadece bir hafta değerlendirme süresi belirlenmiş, eleştiri ve öneriler dikkate alınmadan değişiklikler onaylanmıştır.
MEB’in ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitim sistemi içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla iç içe olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar vb kurumlar tıpkı bir örümcek ağı gibi çepeçevre kuşatılmış durumdadır.

Eğitim dinselleşiyor

Yeni müfredat değişiklikleri eğitim kurumları başta olmak üzere, eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır.
MEB’in müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ merkeze alınmıştır. MEB’in öncelikli hedefi eğitimin bilimsel esaslara dayanmasından çok, iktidarın siyasal ideolojisinin eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden açık ve gizli olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağı başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu nedenle tesadüf değildir.
MEB’in müfredat değişiklikleri ile asıl hedefi düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen itaatkâr nesiller yetiştirmektir. Bunun için öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulmuş, tek adam rejiminin siyasal ve ideolojik hedefleri eğitim müfredatına yerleştirilmiştir.  Eğitim müfredatında yapıldığı söylenen ‘sadeleştirme’ ile doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alınmıştır. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış, 12 Eylül darbecilerinin ‘tek ırk, tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘Türk-İslam sentezi’ yaklaşımını merkeze alan değişiklikler yapılmıştır. 

Eğitim Siyasallaşıyor

Eğitim sistemi açısından öğrencilere verilecek bilginin belirlenmesi, seçilmesi, müfredat ve ders kitapları üzerinden öğrencilere aktarılması süreci pedagojik olduğu kadar, siyasal bir nitelik de taşımaktadır. Bu durumun somut bir sonucu olarak yeni eğitim müfredatı, farklı yaş gruplarındaki çocuk ve gençlerin gerçek ihtiyaçlarından çok, iktidarın siyasal çizgisine paralel şekilde hazırlanmıştır. Bu durum, yapılan değişikliklerin başta eğitim alanı başta olmak üzere, toplumun farklı kesimleri tarafından haklı olarak tepkiyle karşılanmasına neden olmaktadır. Bireycilikle, milliyetçilikle, dini-milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden zayıf, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı bir eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur." Soner Özdemir

Editör: Soner Özdemir