Mustafa Adıgüzel Erzincan İliç’te yaşanan maden kazasının ardından Fatsa’daki maden olayına değindi. 10 milyon ton siyanürlü toprağın Fırat Nehri'nin 250 metre kenarına kadar geldiğini, bu olay için daha önce mecliste konuşulup önerge verildiğini belirten Adıgüzel, “Tıpkı Fatsa'daki altın madeni gibi, orada da bunun gibi büyük bir facia önümüzdeki yıllarda olabilir. Şu anda İliç’in tam altından, maden sahasının altından fay hattı geçiyor. Yine Fatsa'da da çok yakınında bir fay hattı var. Dolayısıyla Fatsa da bu tehlikeyle karşı karşıya. Bununla ilgili de uyardık fakat AKP'nin hem yerel yönetimleri hem genel yönetimi başta Erdoğan olmak üzere bütün uyarılarınızı yok saydılar. Bu altın madenlerinin FETÖ iltisaklı olduğunu söylediğimiz için bizi dava ettiler. Yeşil Fatsa’nın bağrındaki ‘sarı çıban’ dediğim için bile dava ettiler. O savcı da bunu dikkate alıp hakkımızda dava açtı ancak yıllar bizi haklı çıkarıyor.” dedi.
“Fatsa'daki Altın Madenine Ruhsat Verdiler”
Fatsa’da altın madeni tehlikesinin geçmediğini belirten Mustafa Adıgüzel, “Önümüzdeki süreçte Ordu'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi var, iki eski Büyükşehir Belediye Başkanı aday. AK Parti'nin adayı Hilmi Güler çok uzun süre Enerji Bakanlığı yaptı, Ordu'nun derelerine neler ettiği ortada. Diğer adayın da Fatsa'daki altın madenine ruhsat verdiği ve faaliyete başladığı dönemde görev başında olduğu yani bu işe olurunun olduğu da görülüyor. Bu önümüzdeki seçimlerde aday olan arkadaşların Ordu coğrafyasında bu tür siyanürlü madenler ve çevre felaketleri ile ilgili projelere ve ruhsatlara bakış açısı nedir? Çıkın konuşun.” diye konuştu.
Adıgüzel konuşmasına “Biz bu Fatsa'daki siyanürlü havuzu kapattırdık, İlküvez’deki çöp belasını kapattırdık. Biri sarı çıban öbürü kara çıban. Her ikisinde de halkımızla beraber yaptığımız mücadele başarıya ulaştı. Şimdi bu iki adaya, sorun bunlara, bakış açıları nedir? Geldikleri zaman sorun, bu havuzu Mustafa Adıgüzel halkla beraber mücadele etti ve kapattırdı, siz bunu geri açacak mısınız?” dedi. Adıgüzel, “Fatsa'daki altın madenin alanında fındık ekilse devlete madenden kalacak gelirden fazlası elde edilir. Hal böyleyken bunlara devam demek devletin kârına değil ama birilerinin kârına. Bu hesapları da vakti zamanı gelince açacağız ve herkes bedelini ödeyecek.” diyerek devam etti.
Madenlerden Kâr Değil Zarar Ediliyor
Diğer ülkelerdeki maden facialarına da değinen Adıgüzel, “Daha önce Romanya'da, Avustralya'da, Bolivya'da daha az miktarda topraklar kayma sonucu doğaya karıştı. Romanya'daki Çernobil'den sonra en büyük felaket sayıldı. Romanya'daki 100 bin tondu, İliç’teki 10 milyon ton, 100 katı. Zannedilmesin ki devlet bu madenlerden bir kârı elde ediyor. Beş kuruş kârı yok, tam tersine zararı var. Geçen yıl bu firmaya 209 milyon TL'lik vergi indirimi uygulanmış.” diyerek sözlerini tamamladı.