İklim değişikliği nedeniyle sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinin yaşanmadığını; yalnızca yaz ve kış mevsimlerinin yaşandığını söyleyen Emek Partisi Ordu İl Başkanı Yasin Uzun, “İklim değişikliği yaşamımızın her anını etkilemeye başladı. Ne zaman yağmur, kar yağacak; sıcaklıklar ne zaman mevsim normalinde olacak bilemez olduk. Şubat ayında meyveler çiçek açmaya başladı. Fındık olumsuz etkileniyor. Arıcılar dertli. Kahverengi kokarca başımıza bela oldu. Sular yetmiyor. Tüm bunlar yaşanırken her konuşan iklim değişikliğinden söz ediyor ama iklim değişikliğinin nedenlerinin ortadan kaldırılması için ellerini taşın altına sokmayı düşünmüyorlar.” dedi.
Ekolojik yıkıma tepki verilmeli
İklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden birinin ekolojik dengenin bozulması olduğunu belirten Uzun, “Dağlar, tepeler, ormanlar; dereler iktidarın onayıyla maden ve enerji şirketlerinin işgali altında. Ormanları kesiyorlar, meraları yok ediyor. Dereleri borulara alıp kurutuyorlar. Maden için ilimizin yüzde 74’ü maden alanı ilan edildi hala iklim değişikliğinden dert yanılıyor. Dert yanmak çözüm değil. Bir sorun varsa çözümü de vardır. İklim değişikliği sorun olarak görülüyorsa nedenlerini ortadan kaldırmak için mücadele şart.” Diye konuştu.
Susanlar ortaya çıksın
Uzun, yeni maden sahalarının ÇED süreçlerinin başladığına dikkat çekerek, “İlimizde son günlerde yeni maden sahaları için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri başladı. Fatsa’daki felaket ortada. Fatsa’daki siyanürle altın ayrıştırma alanının çalışmalarının durdurulması sevindirici. Ancak Bakanlığın yeniden izin vermeyeceğinin garantisi de yok. Perşembe ilçemizden sonra Ulubey, Gölköy, Kabadüz ilçelerinde de çinko, bakır, gümüş, altın maden işletmeleri açma süreçleri başlatıldı. İklim değişikliğinden dert yananlar bunlara karşı sessiz. Dağlar, ormanlar, meralar Rüzgar Enerjisi Santralleriyle (RES) zarar görüyor. Olur olmaz yerlere taş ocakları açılıyor. Ulubey, Fatsa, Ünye ilçelerimizde bentonit maden işletmeleri açılmış ya da açılmak isteniyor. Çaybaşı ilçemizdeki, çöp tesisinin dereleri kirletiyor, deniz dolduruluyor. Toplamda bu çalışmalar ormanlara, tarım arazilerine, meralara, derelere, denize zarar veriyor. Yani iklim değişikliğine neden oluyorlar. O zaman doğamızı yok eden ekolojik yıkıma hep birlikte “dur” demek zorundayız. Var mısınız? Bu zamana kadar suskun olanlar ortaya çıkıp ses yükseltenlerin yanında yerlerini almalılar. O zaman yarınımız güvenceli olacak. O zaman yüzümüz gülecek.” Şeklinde konuştu. Haber merkezi