OTSO (Ordu Ticaret ve Sanayi Odası) bünyesinde kurulan OTSO Akademi tarafından geleceğin liderlerine yönelik lansman düzenlendi.
Lansmana öncülük eden OTSO Başkanı Adil Levent Karlıbel, acıkmalarda bulundu. Karlıbel, “Yaklaşık 2 yıl önce bir yola çıktık. Yola çıkarken de gençlerle hareket edelim dedik. Eğer siz bir şehri, bir ülkeyi ya da bir şirketi bir yere taşımak istiyorsanız eğitimini tamamlamış insanlarla, daha doğrusu bilgi hazinesi depolamış eğitimli insanlarla yola çıkmalısınız. İnsan; şirketin de şehrin de ülkenin de en önemli kaynağıdır.” dedi.
“Bu bir birlikte hareketti”
Başkan Karlıbel, “Aslında bu bir birlik eğitimi veya bir brainstorm (beyin fırtınası). Yani burada birileri konuştukça ortaya bir şeyler çıkacak. Belki yarın iki kişi buradan olacak, belki dördü başka bir yerde arkadaşlık kuracak. Bu bir birlikte hareket. Bu hareketin sonunda eğer biz başladığımız güne göre yüzde 10-15 daha donanımlı hissedersek kendimizi bu bizim için çok büyük bir başarıdır.” dedi.
Karlıbel, “Ben 1994 yılında buraya gelip çalışmaya başladım. Bu dönemde benim ufkumu açacak, benim önümü açacak, benim işimi kolaylaştıracak hiçbir şeyle karşılaşmadım. Elimden tutup bana bilgi verecek kimseyle de karşılaşmadım. Ama benim büyüklerimden duyduklarım onlara birilerinin sahip çıktığı ve bu büyümelerinde o birilerinin payı olduğu… Bizim o aradaki kuşakta bir kayıp var. Bundan sonra bu olmasın istiyorum.” diye
Haberdar olmak şart
Yapılan iyi işlerde geç kalındığına değinen Adil Levent Karlıbel, “Kendi kendine bir yerde bir şey oluyorsa, aha da oldu deniliyor. 25 senede havaalanımız oluyor, 30 senede organize sanayimiz bitiyor, 40 senede bilmem neyi bekliyoruz; sonra yaptık biz diyoruz. Ama sen buradayken millet nerde hiç baktın mı? Samsun, Manisa nereye gitti, baktık mı? Veya dünyanın başka bir şehri nerede? Bütün bunlardan haberdar olmak için donanımla yüklenmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu akademinin de buna katkı sağlayacağını düşünüyorum.” dedi.
“Kes yapıştırla ilerliyoruz”
Başkan Karlıbel, “Bu akademinin bünyesinde biz kitaplar basmaya başlayacağız. Fındık bizim olmazsa olmazımız, yıllardır konuşulur. Aklı başında son kitap 1957’de basılmış. 1973’te birisi bir yerden bir şey toplamış, bir şeyler basmış, rakamlar hep aynı. Bugün konuşulan da aynı. Dünya fındığının yüzde 70’ini Türkiye üretiyor, bunun yüzde 50’sini ordu üretiyor. En son ne zaman ölçüldü peki? Yani biz hiçbir şeyi ölçmüyoruz. Ve hep bir yerden alıntı yapıp, kes yapıştırla ilerliyoruz. Biz sorgulayan, araştıran, inceleyen, pazar payı nedir bilen, dünya nereye gidiyor gören birileri olalım istiyoruz. Bunun için de zaman harcayacağız. Bu akademin hem size hem bize bir şeyler katacağına inanıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.