Şirketler, üst düzey yöneticilerine ve çalışanlarına yıllardır iş ve ev arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla araç tahsis ediyor. Bu uygulama, özellikle satış ve pazarlama gibi pozisyonlardaki personel için yaygın bir şekilde devam etmekte. Ancak, son dönemde yapılan vergi incelemeleri, bu uygulamanın şirketler için büyük bir risk taşıdığını ortaya koyuyor. Maliye, çalışanlara tahsis edilen araçların iş dışı kullanımlarını net ücret olarak kabul ederek, vergi yükümlülüklerini artırmaya başladı.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde, yönetim ve denetim kurulları başkanları ve üyeleri ile çalışanlara sağlanan para ve menfaatlerin ücret olarak değerlendirileceği açıkça belirtiliyor. Ancak, yıllardır bu düzenleme değiştirilmeden uygulansa da, son dönemde idari yorumlardaki değişiklikler şirketleri zora sokmuş durumda. Maliye, şirketlerin üst düzey yöneticilerine ve çalışanlarına tahsis edilen araçların, iş dışında da kullanılması durumunda, bu kullanım giderlerinin vergilendirilmesi gerektiğini savunuyor. İşe gidip gelme, hafta sonu veya tatil günlerinde yapılan kullanımlar, iş dışı gider olarak kabul edilip, şirketler adına gelir vergisi stopajı üzerinden cezalı tarhiyatlara neden olabiliyor.
Vergi incelemelerinde, bu araçların yalnızca iş amaçlı kullanılıp kullanılmadığı araştırılıyor. Araçlar iş dışında da kullanılıyorsa, iş dışı kullanım giderleri net ücret olarak kabul ediliyor ve bu giderler üzerinden vergi tarhiyatları yapılıyor. Bu süreçte, giderlerin büyüklüğüne göre, vergi ziyaı cezaları da artabiliyor. Bu durum, özellikle araç tahsis eden şirketler için ciddi bir vergi riski yaratıyor. Çalışanlar ve yöneticiler için tahsis edilen araçların kullanımı, vergi uygulamalarındaki değişiklikler nedeniyle daha dikkatli bir şekilde izlenmeli ve doğru şekilde belgeleştirilmelidir. Aksi takdirde, şirketler büyük mali yüklerle karşılaşabilir. Haber Merkezi