Antibiyotiklere direnç kazanarak tedavi edilmesi zorlaşan ve "süper bakteriler" olarak bilinen patojenler, küresel sağlık açısından giderek büyüyen bir tehdit oluşturuyor. The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırmaya göre, antimikrobiyal direnç (AMR) olarak da adlandırılan bu bakteriler, 1990-2021 yılları arasında yılda bir milyondan fazla insanın ölümüne yol açtı.
Yaşlılar En Savunmasız Grup
Araştırmaya göre, son 30 yılda 5 yaş altı çocuklar arasında süper bakterilerden kaynaklanan ölümler yüzde 50 azaldı. Bu düşüş, özellikle bebeklerde enfeksiyonların önlenmesi ve kontrolüne yönelik iyileştirilmiş sağlık önlemleri sayesinde gerçekleşti. Ancak çocuklar süper bakterilere yakalandıklarında tedavi süreçleri hala büyük zorluklar barındırıyor.
Öte yandan, yaşlanan nüfusun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelmesi, süper bakterilerin yaşlı bireyler için daha büyük bir tehdit oluşturmasına neden oluyor. 70 yaş üstü kişilerde bu dönemde süper bakterilerden kaynaklanan ölümler yüzde 80’in üzerinde bir artış gösterdi.
MRSA Enfeksiyonları İkiye Katlandı
Çalışma, özellikle bir stafilokok türü olan ve birçok antibiyotiğe dirençli hale gelen MRSA enfeksiyonlarının, 2021 yılında 30 yıl öncesine kıyasla iki kat artarak 130 bine ulaştığını ortaya koydu. MRSA, küresel sağlık sistemleri üzerinde büyük bir yük oluşturan süper bakterilerin en yaygın ve ölümcül örneklerinden biri.
2050'ye Kadar 39 Milyon Ölüm Öngörülüyor
Araştırmacılar, süper bakterilerin oluşturduğu tehdit hakkında uyarılarda bulunarak, 2050 yılına kadar ilaca dirençli bakteriler nedeniyle dünya genelinde 39 milyon insanın hayatını kaybedebileceğini tahmin etti. Bu ölümlerin büyük bir kısmının yaşlı bireylerde görüleceği öngörülüyor. Modellemeye göre, yaşlı nüfus arasında ölümler yüzde 146 oranında artış gösterebilir.
ABD merkezli Sağlık Ölçümleri Enstitüsü'nden Mohsen Naghavi, "Antimikrobiyal direnç onlarca yıldır küresel sağlık için bir tehdit oluşturuyor ve bu tehdidin giderek büyüdüğünü görüyoruz" ifadelerini kullandı. Naghavi, antibiyotiklerin aşırı ve yanlış kullanımının bu sorunu daha da kötüleştirdiğini vurguladı.