Bu yazımı, ağlayanlara derman olmak, geçim sıkıntısı çekerek hayatlarını zorluklar içerisinde yaşayanların sesini duyurmak için yazıyorum.

Hayat zor, acımasız ve engebeli.  

Çevrenize şöyle bir bakınız. Kimileri refah içerisinde etrafını umursamadan yaşarken, kimileride sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmektedirler.

Çok yakından tanıdığım bir genç adam evinde bir çocuğu ve sevgili eşi ile birlikte hayatı paylaşıyor.

Geçenlerde kara kara düşünceli görmüştüm onu

Hayırdır ne oldu Mehmet dedim.

Ne olsun hocam dedi. Küçük kızım Zeynep hasta ilaç parası 25TL tuttu. Ve ben ilaçları alırken en az 8-10 kişiyi aradım. Parayı zor buldum. İnşallah çocuk bir daha hasta olmaz dedim. 

Asgari ücretle çalışan bu genç adam anlatmaya devam etti.

Hanım bana telefon ettiğinde  içimden inşallah bir şey istemez diyorum. Peynir bitti, zeytin bitti, çay bitti dediğinde keçileri kaçırıyorum gibi oluyorum. Ne yapsın kadın bana demeyecekte kime diyecek hocam. Ama yok 880 TL ile gel de geçin.

Elektrik parası, su parası, doğal gaz parası ve kira zaten maaşı alıp götürüyor.

Ben ne yapayım hocam. Bir de hastalıklar ile uğraşırken gırtlağımıza kadar borç yükü altına giriyoruz.

Anlatmaya devam etti asgari ücretli genç adam.

Geçenlerde  14 şubat sevgililer günüydü. Hanım  çarşıya dahi çıkmak istemedi. Benim gönlüm istemez mi eşim genç kadın  ben ona bir çanta alayım, ayakkabı alayım, çiçek alayım, alamıyoruz işte yok hocam yok dedi. Alamıyoruz. Onunda Allah'ı var benden asla böyle şeyler istemez dedi.

Yukarıda anlattığım asgari ücretli bir genç adamın yaşam kesintinden örnek bir durumdu.

Türkiye genelinde geçim sıkıntısı had safhadadır. İnsanlar gerçekten aç ve yoksulluk içerisindedir. Bir gurup insan bir eli yağda bir eli kaymakta iken, önemli bir kesimin yoksulluk sınırları altında yaşaması esef bir durumdur.

Bu konuda, Orduda bulunan Ordu Özel Güvenlik Dayanışma Derneği ile İşçi Dayanışma Derneği önemli atılımlarda bulunmaktadırlar.

Kamu kurum ve kuruluşlarında her yıl hizmet alımı yoluyla çalışan şirketlerin personellerine uyguladıkları, sömürü düzenin yok edilmesi, iş ten el çektirilmeleri, özlük haklarının iyileştirilmeleri konusun da  çalışmalar yapmak, hükümetin  taşeron işçiler lehine kanun çıkartması adına görüşmeler yapılması, hak edilen sosyal refaha ulaştırılması konuları üzerinde durulmaktadır.

İş garantisine ve güvenilir bir geleceğe hasret olan taşeron işçiler birbirlerinden kopmadan örgütlenmek mecburiyetindedirler. Unutulmamalıdır ki ferdi mücadele   yerine kitlesel mücadele ses getirecektir. İşte bu yüzden işçi dayanışma derneği 23 Mart 2013 tarihinde Giresun ilinde büyük bir TİDEP mitingi hazırlığı içerisindedirler. Tüm taşeron  işçiler Özel güvenlik elamanları ile birlikte tek yumruk olarak güç gösterilerinde bulunmaları sağlanmalıdır.

Hemen hatırlatalım ki, siyasi bir amaç söz konusu değildir.

Amaç, çözümsüzlükleri çözmektir.

GÜNÜN SÖZÜ: İNSANCA YAŞAMAK HERKESİN HAKKIDIR.

Bu yazımı, ağlayanlara derman olmak, geçim sıkıntısı çekerek hayatlarını zorluklar içerisinde yaşayanların sesini duyurmak için yazıyorum.Hayat zor, acımasız ve engebeli.  Çevrenize şöyle bir bakınız. Kimileri refah içerisinde etrafını umursamadan yaşarken, kimileride sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmektedirler.Çok yakından tanıdığım bir genç adam evinde bir çocuğu ve sevgili eşi ile birlikte hayatı paylaşıyor.Geçenlerde kara kara düşünceli görmüştüm onuHayırdır ne oldu Mehmet dedim.Ne olsun hocam dedi.

Küçük kızım Zeynep hasta ilaç parası 25TL tuttu. Ve ben ilaçları alırken en az 8-10 kişiyi aradım. Parayı zor buldum. İnşallah çocuk bir daha hasta olmaz dedim. Asgari ücretle çalışan bu genç adam anlatmaya devam etti.Hanım bana telefon ettiğinde  içimden inşallah bir şey istemez diyorum. Peynir bitti, zeytin bitti, çay bitti dediğinde keçileri kaçırıyorum gibi oluyorum. Ne yapsın kadın bana demeyecekte kime diyecek hocam. Ama yok 880 TL ile gel de geçin.Elektrik parası, su parası, doğal gaz parası ve kira zaten maaşı alıp götürüyor.Ben ne yapayım hocam. Bir de hastalıklar ile uğraşırken gırtlağımıza kadar borç yükü altına giriyoruz.Anlatmaya devam etti asgari ücretli genç adam.Geçenlerde  14 şubat sevgililer günüydü. Hanım  çarşıya dahi çıkmak istemedi. Benim gönlüm istemez mi eşim genç kadın  ben ona bir çanta alayım, ayakkabı alayım, çiçek alayım, alamıyoruz işte yok hocam yok dedi. Alamıyoruz.

Onunda Allah'ı var benden asla böyle şeyler istemez dedi. Yukarıda anlattığım asgari ücretli bir genç adamın yaşam kesintinden örnek bir durumdu.Türkiye genelinde geçim sıkıntısı had safhadadır. İnsanlar gerçekten aç ve yoksulluk içerisindedir. Bir gurup insan bir eli yağda bir eli kaymakta iken, önemli bir kesimin yoksulluk sınırları altında yaşaması esef bir durumdur.Bu konuda, Orduda bulunan Ordu Özel Güvenlik Dayanışma Derneği ile İşçi Dayanışma Derneği önemli atılımlarda bulunmaktadırlar.Kamu kurum ve kuruluşlarında her yıl hizmet alımı yoluyla çalışan şirketlerin personellerine uyguladıkları, sömürü düzenin yok edilmesi, iş ten el çektirilmeleri, özlük haklarının iyileştirilmeleri konusun da  çalışmalar yapmak, hükümetin  taşeron işçiler lehine kanun çıkartması adına görüşmeler yapılması, hak edilen sosyal refaha ulaştırılması konuları üzerinde durulmaktadır.İş garantisine ve güvenilir bir geleceğe hasret olan taşeron işçiler birbirlerinden kopmadan örgütlenmek mecburiyetindedirler.

Unutulmamalıdır ki ferdi mücadele   yerine kitlesel mücadele ses getirecektir. İşte bu yüzden işçi dayanışma derneği 23 Mart 2013 tarihinde Giresun ilinde büyük bir TİDEP mitingi hazırlığı içerisindedirler. Tüm taşeron  işçiler Özel güvenlik elamanları ile birlikte tek yumruk olarak güç gösterilerinde bulunmaları sağlanmalıdır.Hemen hatırlatalım ki, siyasi bir amaç söz konusu değildir.Amaç, çözümsüzlükleri çözmektir.

GÜNÜN SÖZÜ: İNSANCA YAŞAMAK HERKESİN HAKKIDIR.