Yıldız, AA muhabirine, Oxford Üniversitesinden araştırmacıların günlük kalori tüketimi açısından 184 ülkeyi sıraladığı araştırmada, Türkiye'nin günlük ortalama 3 bin 762 kaloriyle Bahreyn, ABD, İrlanda ve Belçika'nın ardından 5'inci sırada yer aldığına dikkati çekti.

Araştırmanın belli aralıklarla tekrarlandığının altını çizen Yıldız, "Türkiye'deki günlük 3 bin 762 kalori tüketimi çok yüksek bir oran. Avrupa ve ABD'deki önerilere bakıldığında genellikle kadınlar için önerilen maksimum günlük kalori alım miktarı 2 bin kalori, erkekler için de 2 bin 500 kalori düzeyinde." ifadesini kullandı.

Araştırmada yer alan 184 ülkenin 173'ünün, önerilenin çok üzerinde kalori tükettiğine de işaret eden Yıldız, "Türkiye, daha önceki yıllarda sıralamada daha aşağıdayken son 20 yıl içinde ortalama günlük kalori tüketiminde sürekli yukarı gidiyor. Bu bizim için endişe verici bir durum. Obezite oranlarına baktığımızda da şu an ülkemizde her 3 erişkinden 1'inin obezitesi var, her 3 erişkinden 1'i de fazla kilolu." diye konuştu.

"1 kalori, herkes için 1 kalori anlamına gelmiyor"

Prof. Dr. Yıldız, listede Türkiye'den daha fazla günlük kalori tüketimi olan Bahreyn ve ABD'nin obezitede yüzde 40 oranlarını çoktan geçtiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna karşılık listede kalori tüketiminde yine ülkemizin üzerinde olan İrlanda ve Belçika'nın obezite oranları hala yüzde 20 düzeylerinde. Dolayısıyla günlük toplam kalori tüketiminin artması önemli ancak bu, obezitenin gelişiminde tek başına belirleyici bir faktör değil. Kalori tüketiminde kaliteli besinlerin yer alıp almaması, bu kalorinin nasıl alındığı ve yanındaki diğer faktörlerin de değerlendirilmesi lazım. Bu anlamda 1 kalori, herkes için 1 kalori anlamına gelmiyor."

Yılda 14 milyondan fazla kişi, kötü beslenme nedeniyle şeker hastalığına yakalanıyor

Yakın zamanda yapılan bir başka araştırmaya da değinen Yıldız, "184 ülkede yürütülen araştırmada, şeker hastalığının gelişiminde yüzde 70'ten fazla olgunun, bu, yıllık 14 milyondan fazla yeni hasta demek, kötü beslenmeye bağlı geliştiği gösterildi." bilgisini paylaştı.

Beyaz ekmek, beyaz un, meyve suyu, şekerli içecek ve patates tüketiminin dünyada giderek arttığını, buna karşılık tam tahıl, meyve ve sebze tüketiminin azaldığını aktaran Yıldız, kalori alımının ideal aralıkta tutulmasının yanında tüketilen besinlerin de sağlıklı olmasının önemine vurgu yaptı.

"Ekmek tüketiminde de Avrupa'da lider konumdayız"

Prof. Dr. Yıldız, tam tahıllı gıdalar, meyve ve sebzeden zengin beslenme önerisinde bulunarak, "Türkiye, ekmek tüketimi açısından da Avrupa'da lider konumda. Bugün kişi başına yıllık ekmek tüketimimiz 100 kilogramın üzerine çıkmış durumda. Bunu mutlaka azaltmamız gerekiyor." uyarısında bulundu.

Obezitenin gelişimini önlemede sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz, stres yönetimi ve düzenli uykunun da kritik önem taşıdığını belirten Yıldız, "6-8 saat arası kesintisiz gece uykusu çok önemli, kesinlikle daha az veya fazla olmamalı. Ayrıca herkese haftada 5 gün veya daha fazla en az 30 dakika orta şiddette egzersiz öneriyoruz. Orta şiddette egzersiz, bir kişiyle yürürken konuşabilir ama şarkı söyleyemez durumda olduğunuz tempo anlamına geliyor." şeklinde konuştu.

"Besinleri hızlı yemek de obezite riskini artırıyor"

Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Özetle, ülke olarak bizlerin hem günlük toplam kalori tüketimini azaltma yönünde çaba sarf etmemiz hem de aldığımız kalori içeriğini sağlıklı hale getirmemiz gerekiyor. Yani tam tahıl, sebze-meyve tüketimini artırmalı, rafine buğday, pirinç, beyaz un, beyaz ekmek, meyve suyu, şekerli içecekler ve patates tüketimini azaltmalıyız. Bu noktada kalorinin nasıl alındığı da çok önemli. Besinleri hızlı yemek de tek başına, aldığımız kaloriden bağımsız olarak hem obezite geliştirme hem de kronik hastalık riskini arttırıyor.

Bu nedenle ideal tempoda yemek yemeliyiz, bir lokmayı bitirmeden diğer lokmayı ağzımıza atmamalıyız, öğünleri mümkün olduğunca aynı saatte tüketmeli ve gece geç saatte yemekten uzak durmalıyız." AA