Üretime sahip çıkılmadığı zaman, gelecek kuşakların başarısı bu günden engelleniyor. Emperyal güçler, bu işi çok iyi organize ediyor. Tipik örneği, Türkiye’de yaşanmıştır. Yaşanıyor.
1965 yılında, Türkiye ''DEVRİM'' adındaki aracı üretti. Aracın tamamı yerli idi. Mühendisleri de Türk idi. Fakat başarılı olunamadı.
Neden başarılı olunamadı? Olunamazdı, zira, toplum üretime sahip çıkmadı.
Devrim aracının motorunu üreten, dönemin Doçentlerinden Necmettin Erbakan ''hazırladığı dosyayı'' Cumhurbaşkanının önüne koyuyor. Dosyada teknik açıdan hiç bir sorun tartışılmıyor. Tartışma konusu, tamamen sosyolojik. Toplum, otomobil ve motor üretmeye ve üretilen ürünü sahiplenmeye hazır değil. Otomotiv sektöründeki aracılar, ayağa kalkmış, medya ellerinde, yeri göğü birbirine katıyor.
Eğer, devrim adındaki aracın seri üretimi yapılmış olsaydı, Türkiye Orta Doğunun Almanya’sı olurdu. Batı, iş birlikçileri sayesinde, ülkemizdeki içten yanmalı motor ve nakil vasıtaları sektörünü kendine bağımlı hale getirmeyi başarmıştır.
Nitekim Altay tankını yaptık, motorunu vermediler. Uçak yaptık, motorunu dışarıdan alıyoruz. Atak helikopteri yaptık, motoru Amerika’dan geliyor. TAI' nin motor üretim çalışmaları ümit veriyor.
Türkiye dünyaya, helikopter İHA, SİHA satıyor. Bu başarının devamı için, toplumun bir bütün olarak, üretime sahip çıkması gerekiyor.