Havaların ısınmasıyla birlikte güneşin yarar ve zararları merak edilmeye başlanırken güneşten nasıl doğru korunabileceği araştırılıyor.
Güneş ışınları nasıl hayvanlar, bitkiler için önemliyse insanlar için de son derece önemli diyen Uzman Doktor Hilayda Karakök, “Derimize temas eden ultraviyole ışınlarıyla en çok ihtiyacımız olan D vitaminini sentezler, aynı zamanda bağışıklık sistemi hücrelerinin de sağlıklı yaşamasını tetikler. Biz güneş ışınlarını tedavide de kullanıyoruz. Dermatolojide fototerapi denilen cihazla tedavi edici dalga boyunda güneş ışınlarını veriyoruz. Pek çok hastalıkta, sedef egzama gibi, bilinen en etkili yöntemlerden biri. Tabi aynı zamanda güneş çok büyük bir enerji kaynağı ve bu enerji kaynağının aşırı miktarda gelmesi bazen zararlı etkilere de sebep olabilir; güneş yanıkları gibi. Uzun süreli, sağlıksız güneş ışığı maruziyeti deri kanserlerini tetikliyor.” diye belirtti.
D vitamini için güneş şart
Herkesin kendi derisini tanımasının çok önemli olduğunu vurgulayan Uzman Karakök, “Eğer derimiz daha açık tenliyse, daha açık renkte ise veya güneşe temas ettiğimiz zaman kısa süre içerisinde kızarıyorsa o zaman kendimizi daha çok korumamız gerekir. Güneşli havalarda daha çok gölgeye çekilmek, güneş kremini daha düzenli kullanmak, şapka gibi koruyucu aksesuarlar tercih etmek gerekir. Daha koyu ten rengine sahipsek, daha uzun süreler güneşte kalmamız lazım. Bu ihtiyaç duyduğumuz D vitaminini sentezleyebilmek için, güneşin olumlu etkilerinden faydalanabilmek için önemli.
Herkesin derisinin rengine, tonuna göre asıl önerilen güneş miktarı değişiyor. Herkes kesinlikle güneş kremi kullansın gibi bir şey artık önermiyoruz ama ten rengine göre uygun güneş görün diyoruz. Ve havanın güneşli veya bulutlu olması bu durumu etkiliyor. Hangi yükseklikte veya hangi coğrafyada güneş aldığımız da son derece önemli.” dedi.
Güneş kremi 2 saatte bir yenilenmeli
Güneş kremi kullanımın kişiden kişiye değiştiğini belirten Uzman Doktor Hilayda Karakök, “Güneş enerjisinin en yüksek olduğu saatler öğlen saatleri. Öğlen saatleri güneşe çıktığımız zaman dikkatli olmamız gerekir. Güneşin yoğun olduğu günlerde güneş kremini bolca sürmek gerekiyor, çok ince bir tabaka uygulansın istemiyoruz. Uygun olan miktar kremin uygulama sonrası görünür olması. Ayrıca güneş kremi uygulandıktan sonra 2 saatte bir yenilenmeli. Çok terlendiyse veya denize girip çıkılıyorsa güneş kremi etkinliği azalabilir ve uygulamayı tekrar etmek gerekebilir.
Eğer daha koyu ten rengine sahipsek çok büyük bir problem olmayabilir; güneş kremi sürmeyip koruyucu kıyafetlerle günü geçirebilir veya kremi 1 kere uygulayıp tekrar etmeyebilirsiniz. Ama açık tenlilerde veya çil oluşumuna yatkınlığı olan kişilerde muhakkak güneş kremi sürmek, şapka ve gözleri de güneş ışığından korumak için güneş gözlükleri kullanmak şart. Bazen sadece yüze güneş kremi sürüyoruz; el sırtı, dekolte bölgesi ve açıkta kalan diğer alanlar da en çok güneş gören yerler. Güneş ışınları dik geldiği için en çok üst bölgemiz, başımız güneşe maruz kalıyor ve saçlarımız başımızı koruyor. Daha üst taraflara daha bol güneş kremi uygulamak gerekir. Ya da büyük şapkalarla üst bölgeleri korumak gerekir.” diye ifade etti.
Bebekler güneşe karşı daha hassas
Bebek ve çocuklarda güneş korumasına değinen Uzman Karakök, “Bebeklerin teni hepimize göre çok daha hassas, bebekleri korurken daha dikkatli olmalıyız. 1 yaşın altındaki bebeklerde güneş kremi kullanımı ile ilgili ise tehlikeli olabileceği konusunda farklı görüşler var. Bebeklerde deriye sürülen bir şey çok daha kolay emiliyor. Krem yaşamsal öneme sahip olan organlarda birikim veya toksik etkiler de gösterebiliyor. Bu yüzden bebekleri korurken güneş kremi kullanılacaksa markada seçicilik yapmalı, güvenebildiğimiz markaları tercih etmeliyiz. Bunun haricinde güneş kremi miktarını azaltıp bebeğe koruyucu kıyafetler giydirmek, bebeği korunur bölgede muhafaza etmek ya da şemsiye altına yerleştirmek gibi önlemler alınabilir.
Egzamalı çocuklarda veya bireylerde ise güneş ışınları aslında tedavi edicidir. Ama güneşin tedavi edebilmesi için derinin nem dengesinin yerinde olması lazım. Çocukluk çağındaki egzamada en büyük problem nem dengesinin yerinde olmaması. Deri kuruyken güneşe maruz kalındığı zaman çocuklarda egzamanın şiddetlenir. Egzamalı çocuklarda cilt güneş öncesi nemlendirici ile nemlendirilmeli. Egzama alevliyse yani hastalık atak dönemindeyse verilen krem tedavisine uymak lazım. Tedaviye devam ederken güneş ışığı almakta bir sakınca yok fakat yanık olmaması için yanık olmayacak kadar güneşe maruz kalmak gerek.” dedi.
Yanıklarda su ve protein önemli
Güneş yanığı durumunda yapılacakları anlatan Uzman Doktor Hilayda Karakök, “Yanık veya kızarıklık sonrası deri bolca su ile temas etmeli, yıkanmalı veya ıslak pansuman, gazlı bez ile deriye kompres yapılmalı. Derinin kendisini hızla yenilemesi içinse nemlendirici kremler uygulanması gerekiyor. Kremler yoğun kıvamda olmalı; daha az yoğunluktaki kremler uygulandıktan sonra yanma yapabilir. Yanık alanlarına veya şiddetine göre krem uygulaması değişir. Yanık çok belirginse doktorlar tarafından ilaç tedavisi niteliğinde kremler de önerilir. Basit, kendi müdahale edebileceğimiz durumlarda da nemlendirici kremleri bolca uygulamak gerek. Bolca su, protein tüketmek de çok önemli. Deri kendisini yenirlerken proteine çok ihtiyaç duyar.” dedi.
Solaryum kanser riskini 25 kat artıyor
Uzun süre veya yanlış bir şekilde güneşe maruz kalmanın zararlı olduğunu vurgulayan Doktor Hilayda Karakök, “Bronzlaşmak uzun dönemde deri kanserlerine risk oluşturuyor, derinin yaşlanmasını da hızlandırıyor. Zaten insanlar eskisi kadar bronzlaşma merakında da değiller. Ama kişi sağlıklı da bronzlaşabilir. Ultraviyoleye, güneş ışığına maruz kaldıktan sonraki süreç içerisinde, ten renginin koyulaştığı ama kızarıklığın oluşmadığı bronzlaşmaya sağlıklı bronzlaşma diyoruz. Yani belirli bir miktarda güneş görüp gölgeye çekildikten sonra o gün herhangi bir kızarıklık oluşmuyorsa ve ten rengi yavaşça koyulaşıyorsa bu sağlıklıdır. Ama fazla miktarda güneşe maruz kalıp kızarıklık oluşuyorsa bu sağlıklı değil. Teni bronzlaşmayan açık tenli kişiler tekrar tekrar güneş yanığı olacak şekilde güneşin altında uzun süreler kalıyor, bunu önermiyoruz. Bazı kişiler bronzlaşamaz, bu kişilerin doğal yapısıdır ve doğal olan güzeldir. Zorla bronzlaşmaya çalışmak deride bir stres yaratır ve bu stres de bazı deri hastalıklarına zemin oluşturur.” dedi.
Solaryumun zararını açıkça belirten Karakök, “Tek bir solaryum seansı deri kanseri riskini 25 kat artırıyor. Solaryum tavsiye etmiyorum. Nasıl ki göğüs hastalıkları uzmanları sigaranın zararlarını çok vurgularlarsa bizler için de çok riskli olan bir şey solaryum, kesinlikle önermiyorum.” diye konuştu.
ÖZEL HABER/MERVE TEPECİK