Malatya’da meydana gelen deprem Ordu’dan da hissedilirken, vatandaşlar tedirgin oldu. Bizde olası bir depremi ve Ordu’ya etkilerini işin uzmanına sorduk.

“Turnasuyu’ndan rıhtıma kadar risk var”

‘Ordu, Kuzey Anadolu Fay Hattı ile denizde henüz revize edilmese bile 10 km. açıkta bulunan fay hatlarından etkilenebilir’ diyen Yekta Yüksel, “Ordu’nun yerleşim yerleri genelde sıvılaşma potansiyeli olan zemin üzerinde. Yüksek kısımlarda yerleşmeler daha yeni yeni aktif kazanmaya başladı. Eski binalarımızın çoğunluğu hep sıvılaşma potansiyeli olan zeminler üzerinde yer alıyor. Sıvılaşma potansiyelinden bahsederken, yer altı sularından da bahsetmek gerekir. Zaten bulunduğumuz düz zeminlerin en fazla 3 metre altında su var. Bahçelievler, Düz Mahalle, Yeni Mahalle, eski sigorta hastanesinin aşağı kısmı, İmam Hatip’ten aşağı kısımlar, Şirinevler, Karşıyaka gibi yerlerin zeminlerinde sıvılaşma var. Kısacası Turnasuyu’ndan rıhtıma kadar sıvılaşma potansiyeli olan zeminler. Yine yerleşim yapı stoğu açısından da yoğun olan bölgeler.” dedi.

“6’lık deprem, 7-8 hissedilebilir”

Yüksel, “Hatay depremini Ordu’dan gece hissettik. Kahramanmaraş depremini ise gündüz hissettik. Malatya’da meydana gelen depremi de Ordu’da şehir merkezinde sıvılaşma potansiyeli olan zemin üzerindeki binaların çoğu duydu. Sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerin bir diğer özelliği de, deprem dalgalarını daha fazla hissettirir. 6’lık deprem dalgasını 7-8’e çıkarabilir ve deprem dalgasını artırarak iletir ve geç terk ediyor. Burada zeminin üzerindeki var olan yapı stokuna maksimum zararı vererek geçiyor.” diye konuştu.

“Beton kalitesi de önemli”

Depremden az etkilenmek için beton kalitesinin de önemli olduğuna değinen Yüksel, “Yeni yapılan binaların birçok kısmı sıvılaşma potansiyeli olsa bile fore kazık temeller üzerine yapıldı. Bu durum deprem riski açısından iyi. Ancak binanın üstündeki beton stokunu yine aynı kalitede mi yaptık? Oraya bakmak lazım. Eski binalar da olsa bazılarının beton kalitesi gerçekten iyi. Bu binalar sıvılaşma potansiyeli olan zemin yönünden zarar görebilir ama akordiyon olma söz konusu değil. Bu tip binalarda deprem anında yer altı suyu hareket ettiği için beraberinde kum ve silt boyutundaki malzemeyi de beraberinde götürüyor. Bu da fore kazık temelli olmayan zeminlerde temel altında boşalmalara neden oluyor, hatta devrilmeler meydana geliyor.” ifadelerini kullandı.

“Risk her zaman var”

‘Ordu’da sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde risk her zaman vardır’ diyen Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı; “Malatya’daki bir deprem de Ordu’yu etkileyebilir. Ancak en çok da sıvılaşma olan yerleri etkiler. Taşbaşı, Şahincili mahallelerinin zeminleri daha iyi durumda. Zemin iyi diyerek bina stokundan, betondan taviz verirsen, yine aynı akıbetle karşılaşırsın. Binanın zemini iyi ya da kötü olsun, beton kalitesi iyi olmak zorunda. Sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde ise temel parametresini iyi belirleyip, buna göre fore kazık yapmak lazım. Ordu’yu daha çok etkileyecek olan deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na bağlı olarak gerçekleşecek bir deprem olabilir. Veya denizdeki faylarda meydana gelebilecek bir deprem ilimizi daha fazla etkiler. Çünkü bu fay hatları Ordu’ya daha yakın. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Ordu’ya kuş uçumu 90-100 km. mesafede. Çok yakın olduğu için risk daha fazla. Maraş’ta, Malatya’daki bir depremde bu kadar sallanıyorsak, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda olacak bir depremi varın siz düşünün.”

Özel Haber/Tevfik Kul

Editör: Tevfik Kul