Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Yakuphanoğlu, AA muhabirine, güneş sisteminde belirli bir yörüngede dolanan irili ufaklı asteroit adı verilen milyonlarca kaya ve metal parçalarının olduğunu belirtti.

Dünya atmosferine giren gök cisimlerine meteor adı verildiğini, bunların yer yüzüne düşen küçük parçalarına ise gök taşı denildiğini belirten Yakuphanoğlu, şöyle devam etti:

"Meteorlar, saniyede 12 ile 72 kilometre gibi çok yüksek bir hızda atmosfere girdiklerinde çok sayıda hava molekülü ile karşılaşır, bunun sonucunda meydana gelen sürtünme, basınç ve diğer kimyasal etkileşimlerden dolayı gök taşı ısınarak yanmaya başlar ve sonrasında ısı ve ışık yayar. Oluşan meteor, yapısında bulunan sodyum, bakır, demir ve magnezyum gibi elementlerin yoğunluğuna göre farklı renklerde ışıma yapar. Dün birçok ilde gözlemlenen meteorun mavimsi rengine baktığımızda, bunun yapısında daha çok bakır, bakır izotopları ve bileşenlerinin olduğunu söyleyebiliriz."

Yakuphanoğlu, güvenlik kamerası görüntülerinde meteorun atmosferde belirdikten birkaç saniye içerisinde ışık yayarak bir anda gökyüzünde sönümlendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Öngörümüz bundan sonraki yıllarda bu tür gökyüzü olaylarının daha çok görülebileceği yönündedir ancak bunların şu an için dünya için bir tehlike oluşturabildiğini söylememiz doğru değildir. Bir meteorun dünyaya zarar verebilmesi için devasa bir büyüklükte olması gerekir ki bu büyüklükte bir meteorun çok yüksek hızda hareketi gerekir, bu da imkansız gibi. Dünya atmosferine giren meteorlar küçük çapta olup bunlar atmosfere girdikleri anda sürtünmeden kaynaklı ısınarak yanmaya başlar. Bunların büyük bir kısmı atmosferde eriyip buharlaşıyor ve dünyaya taş olarak düşmüyor ama bazıları da taş olarak düşüyor."