“Bir şarkıyı başa sarıp, tekrar tekrar dinliyorsan, o başa sardığın şarkı değil, hayallerindir.”

                                                    PABLO NERUDA

Geçenlerde medyada Verem Hastalığının arttığına dair yazı ve açıklamalar olunca, arkadaşlarımdan da bu konuda bilgilendirici yazı istenince, kolları hemen Sığamak zorunda kaldım.

*

Yazıma başlamadan önce bu konuda  yeni birşeyler var mı diye araştırma yaparken, maalesef bilgilerin ve özellikle Tüberküloz tedavisinin yoksullar için  pek fazla değişmediğini üzülerek söylemek zorundayım. KLİMİK DERNEĞİMİZİN bu konudaki titizlikle yazılmış çalışma ve açıklamaları bizlere her zaman yol gösterici olmuştur. Yine oldu dersem yalan olmaz.

*

Çoklu ilaca direnç sorunun ülkemizde ve dünyada önemli bir sorun olmaya devam ettiğini, giderek arttığını özellikle vurgulayayım. Tıpta çoklu ilaca bağlı direnç dediğimiz  ve “MDR TÜBERKÜLOZ“ denen bu sorunun ne kadar ciddi olduğunu bir örnekle anlatırsam konu belki daha iyi anlaşılır.

Gİiresunda Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olarak çalışırken, tedavisinin ol(a)madığını, taşıdığı verem mikrobunun ilaçlara karşı direnç geliştirdiğini, yapılan tedavisinin etkisiz olduğunu öğrenen bir hastanın,çok sevdiğimiz değerli bir meslektaşımızı,göğüs hastalıkları uzmanı  kardeşimizi; mademki benim hastalığımın çözümü yokmuş, öyleyse sizde yokolun diyerek, 4 ŞUBAT 2008’de arkadaşımıza silahlı  şiddet uygulayıp öldürdüğünü bizzat yaşadık. Ali Menekşe arkadaşımız ışıklar içinde uyusun. Hekim olacak oğlu bu nedenle HEKİMLİK mesleğini bıraktığını çok duygusal bir açıklama yaparak açıklamıştır. Dr. Ali Menekşe İsmi  yaşatılmak için, çalıştığı Göğüs Hastalıkları Hastanesine verilse de, arkadaşımız maalesef bir daha aramızda olamayacaktır. Hekime şiddet ve Dirençli tüberküloz Konusunun  ne kadar önemli olduğunu bilmem anlatabildim mi?

*

Tüberküloz bilebildiğimiz en eski enfeksiyon hastalıklarından birisidir. Bu hastalık son yüzyılda tedavi edilebilen bir hastalık olsa da, kullanılan anti tüberküloz ilaçlarına karşı gelişen, yukarıda da belirttiğim direnç durumu ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Geçmişte de önemli salgınlara neden olan tüberküloz veya halk dilindeki adıyla verem hastalığı, son zamanlarda HIV/AİDS ile beraberliği nedeni ile giderek yayılmaya başlamıştır.

*

Tüberküloz’un Milattan önce 8000 (sekiz bin) yıllarında, insanların sığırları evcilleştirmesiyle başlamış olduğu sanılmaktadır. Milattan önce 3500 yıllarında Mısır ve Ürdün’deki insan kalıntılarında tüberküloza ait iskelet şekilleri saptanmıştır.

*

Tüberküloz tedavisinde önerilerde bulunan ve uzun süre bu önerileri değişmeyen kişi

Milattan sonra ikinci yüzyılda yaşayan Galen’dir.

“Dinlenme, öksürüğün giderilmesi, göğüse  yakı sürülmesi “önerileri arasında olduğunu unutmayalım!

*

Halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, kilo kaybı, geçmeyen öksürük, gece ateşi, gece terlemesi, iştahsızlık, kanlı balgam  tüberkülozun genel bulgulardır. Ayrıca akciğer dışı tüberkülozda, tutulan organa bağlı belirtiler gözlenebilir.

*

Bilindiği gibi toplum sağlığı ile ilgili kayıtlar, Avrupa da 17. yüzyıldan sonra tutulmaya başlanmıştır. Bu kayıtların ışığında Avrupa’da neredeyse tüm ölümlerin dörtte birine yakını tüberkülozdur. 20. yüzyılda tüm Avrupa ülkeleriyle beraber, Batı Asya, Uzak Doğu ve Afrika’ya yayılma olmuştur. Avrupa’da 1900’lerden itibaren sosyoekonomik gelişmeye paralel olarak sanatoryumların yaygınlaşması, hastalığın izolasyonu ve önem verilmesi, 1950’lere kadar hastalığı kısmen azaltmıştır. Bundan sonra tüberküloz ilaçlarının gelişimi ile tüberkülozun Avrupa’da silineceği sanılmasına rağmen,bu olmadığı gibi,tam aksine tüberkülozda bir patlama yaşanmıştır.

*

1970’lerde Avrupa’da tüberkülozun yok olacağı tahmin edilmiş, ama bu  da olmamıştır. Üstüne üstlük Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) geri kalmış ülkelerde uygulamaya koyduğu “Tüberkülozla savaşım programları” maalesef başarıya ulaşamamıştır. HIV/AİDS sorununun 1980’den sonra dünyada yaygınlaşması, beraberinde tüberkülozun daha da ciddi sayılara ulaşmasını beraberinde getirmiştir. Çoklu İlaca Dirençli Tüberküloz dünyamızın, özellikle yoksul ülkelerin en önemli sorunu olmuştur. Gelişmiş ülkelerin vakit geçirmeden bu soruna el atmaları zorunluluk olmuştur. Yoksa bu hızla hiçbir anti tüberküloz ilaca cevap vermeyen tüberkülozlu hastalarda patlama yaşayabiliriz. Çözümünün başı;  her zaman yazdığımız gibi koruyucu hekimlik ilkelerini sıkı sıkıya uygulamaktır. Tedavi Hekimliğini cazip yapmak yerine, toplumu bulaşıcı ve diğer hastalıklardan korumanın daha önemli olduğu gerçeğinden hareket ederek, bu konuda gerekli yatırımları yapmaktır. Hastaları dışlamadan, soyutlayıp damgalamadan, tamamen veremin devlet tarafından finanse edilip, tedavi ve rehabilite edilmesidir. 

*

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 2022 Küresel TBC (tüberküloz) raporundaki tahmine göre, 2021’de 2020’ye göre %4.5 artışla 10.6 milyon kişi TBC’ye yakalanmıştır . Dünyada HIV pozitif kişiler arasındaki 187 000 kişi de dahil toplam 1.6 milyon kişi TBC’den ölmüştür. İlaca dirençli tüberküloz yükü de 2020 ve 2021 arasında % 3 artmıştır. 2021’de 450 000 yeni rifampisin ilacına dirençli TBC   görülmüştür.

*

Tüberküloza ve ilaca dirençli tüberküloza yakalanan insan sayısında uzun yıllardan beri ilk kez bir artış rapor edilmiştir. TBC hizmetleri, 2021’deki COVID-19 pandemisi tarafından kesintiye uğrayan diğer pek çok sağlık hizmeti arasında yer almaktadır. Ancak bunun TBC ile mücadeleye etkisi özellikle çok şiddetli olduğunu görüyoruz Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalar, savunmasız nüfusların durumunu daha da kötüleştirmiştir.

DSÖ Başkanı Dr.Tedros Adhanom Ghebreyesus konuşmasında, “Pandemi bize bir şey öğrettiyse, o da dayanışma, kararlılık, yenilikçilik ve araçların adil kullanımı ile ciddi sağlık tehditlerinin üstesinden gelebileceğimizdir. Bu dersleri tüberküloza uygulayalım. Bu uzun süreli katili durdurmanın zamanı geldi. İşbirliği ile verem hastalığına son verebiliriz.” demiştir.

*

Temel TBC hizmetlerini sağlamada ve bunlara erişimde devam eden zorluklar, TBC’li birçok kişiye tanı konulmadığı ve tedavi edilmediği anlamına gelmiş olup, yeni tüberküloz tanısı konan kişi sayısı 2019’da 7.1 milyon iken 2020’de 5.8 milyona düşmüştür. 2021’de 6.4 milyon ile kısmi bir iyileşme olduğunu, ancak bu sayının hâla pandemi öncesi seviyelerin oldukça altında seyrettiğini gözlüyoruz.

*

TBC tanısı konan kişi sayısındaki azalma, tanı konulmamış ve tedavi edilmemiş TBC’li kişilerin sayısının arttığını, bu durumun da öncelikle TBC ölümlerinde artış ve daha fazla kişiye enfeksiyon bulaşmasıyla ve biraz gecikmeyle TBC’ye yakalanan insan sayısının artmasıyla sonuçlandığını göstermektedir.

*

Sözümüzü herzaman yaptığımız gibi dinlediğimde beni ağlatan, Verem Basilinin çok sinsi bir düşman olduğunu bana anımsatan  bir türkü İle,Nida Tüfekçi Hocamızın Yozgat-Akmağdeni ezgisiyle bitirelim. Hem de verem hastası bir gencin dramı İle…

Hastane Önünde İncir Ağacı(Annem Ağacı)

Doktor Bulamadı Bana İlacı(Annem İlacı)

Baş Tabip Geliyor Zehirden Acı(Annem Vay Acı)

▪️KORUNMA TEDAVİDEN HERZAMAN ÖNCELİKLİ VE AVANTAJLIDIR!

▪️EĞİTİM VE SAĞLIK DOĞUŞTAN KAZANILMIŞ BİR HAKTIR. KAMUNUNDUR. ÖZELE DEVREDİLEMEZ!

Sevgilerimle…