Orman yangınlarının çıkış sebeplerinin çok sayıda olduğunu aktaran Özbucak, yangına müdahale araçlarının da yetersiz kaldığını dile getirdi.
Ormanlara yeterince önem gösterebiliyor muyuz?
-Ormanları “bir ağaç” olarak değerlendirmek, aldığımız nefesi önemsizleştirmekten farksızdır. Orman, ciğerimizdir; ekolojik dengenin en önemli aracıdır. Yani orman, olmazsa olmazımızdır. “Orman kesilir, yakılır; yenisi dikilir” demekle olmuyor. Karayolları kenarına dikilen ağaçları ormanın yok edilişinin telafisi olarak görme biçiminde değerlendirmeler ise gülünç bir durum. Tek tek dikilen ağaçlarla ormanı karıştırılmamalı. Ormanda her türlü canlı yaşar ve bunları zincirin halkaları gibi birbirinin varlık yokluk nedenidir. Orman yok edilirse, özelliği bozuluşa zarar gören yalnızca ağaçlar değildir. Börtü böcekler de zarar görüyor.
Peki günümüzde ormanlar neden yok ediliyor?
-Günümüzde ormanın yok edilmesinin iki nedeni var. Bir maden ve enerji şirketlerine verilen ruhsatlarla maden ve enerji işletmelerinin açılması. Bu konuda halkın mücadelesi biliniyor. İkincisi de yangınlar.
Yangınların çıkış sebepleri nelerdir?
-Yangınların çeşitli nedenleri de var. Bilerek yakmanın yanında son günlerde çoğalan enerji nakil hatlarından kaynaklanan yangınlar; piknik, cam kırıklarından kaynaklı yangınlar yanında bilerek yakma da az değil. Bu arada ormanları yok eden savaşları da göz ardı etmemek zorundayız. Ana sorun orman yangınlarına yönelik önlem alınmaması. 2011-2020 yılları arasında 10 yıllık ortalamaya göre yılda ortalama 2631 orman yangınında, ortalama 8999 hektar ormanlık alan yanmışken, 2021 yılında 737 orman yangınında 139.503 hektar alan, 2022 yılında 2160 yangında 12.719 hektar ve 2023 yılında 2579 yangında 15.520 hektar alan yanmış. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl 1 Ocak- 19 Ağustos döneminde 1419 orman yangını çıkarken, bu yılın aynı döneminde 2 bin 529 yangın kayıtlara geçmiş. Aynı dönemde yanan orman alanı 8 bin 865 hektardan 17 bin 456 hektara yükselmiş. Ayrıca aynı dönemde ise, geçen yıl orman dışı alanda 2 bin 12, bu sene ise, 2 bin 793 yangın çıkmış. Yangınlar her yıl katlanarak artmış. Bu somut veriler üzerine orman yangınlarına yönelik önlem konusunda irdelemek zorundayız. Ormandan sorumlu kurumun verileri yangına karşı önlemlerin artırılmasının zorunluluğunu da gösteriyor. Peki önlem artırıldı mı? Tek sözcükle, HAYIR!
Sizce yangınları önlemek için alınan önlemler yeterli mi?
-Yangınların en çok çıktığı zaman dilimi de nerelerde daha çıktığı da veriler incelendiğinde ortaya çıkıyor. Buna göre araç gereçlerden oluşan önlem yanında yangının çıkmaması için de önlemler artırılmalıdır. Her yangında “ders alınmış” gibi konuşulur sonra yangın olmamış gibi makamlarında rahat rahat otururlar. Yangın uçakları trajedisini de yaşadık. Havalanamayan uçaklar… Yangınlara karşı yerden müdahale temel mücadele haline geldi ne yazık ki. Yangın uçakları, helikopterler, itfaiye gibi araçlar bölgesel ve yangına aday yerlerde hazır olmalı.
Yangına müdahale araçları yeterli mi?
-Yangına karşı müdahale araçları sayısıyla yıllara göre artan yangınlar karşılaştırıldığında araç gereçler kaplumbağa hızıyla çoğalırken yangındaki artış tavşan hızıyla artıyor. Bu gerçeklik dikkate alındığında önlem konusunda sorumluluğu olanlar görevini yapmamış oluyor. Kasım ayında bütçe görüşmeleri başlayacak. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü için ayrılan bütçede yangına önlem için araç gereçlere ayrılan pay ne kadar olacak göreceğiz. Ben gerekli bütçenin ayrılmayacağını iddia edebilirim.
Ormanları koruyabiliyor muyuz?
-Ormanların korunması bakımından yeni bir sürece girildiğine de dikkat çekeyim. Eskiden ormanları devlet koruyordu. Ormana zarar verenler cezalandırılırdı. Şimdi halk, ormanı devletten ve şirketlerden korumaya başladı. Yani ormanlık alanlar devlet tarafından maden ve enerji işletmeciliği için ruhsatlandırılıyor, şirketler de maden işletmesi için ormanları kesebiliyor. Bu yangın dışı bir konu ancak ormanların azalmasının nedenlerinden biri de bu. Artvin’de ormanlarını koruyan halka orman kesimi yapan şirket sahibinin silahlı saldırısı sonrası bir yurttaşın ölmesi, ikisinin yaralanması da dikkate alınmalı. Halk, ormanları korurken öldürülüyor. Artık bu duruma geldik.
Tevfik Kul-Röportaj